#smrgKİTABEVİ Avrupa Kıtasında Doğal Afetler II - 2025

Editör:
Mehmet Yavuz Erler
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256699649
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199236369
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
Bursa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
360,00
Havale/EFT ile: 349,20
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199236369
623307
Avrupa Kıtasında Doğal Afetler II -        2025
Avrupa Kıtasında Doğal Afetler II - 2025 #smrgKİTABEVİ
360.00
Osmanlı Balkanları bir coğrafyaya Türklerden miras bir damga olarak bugüne dek varlığını korumuştur. Eski Türkçede balık yani “çamur” kelimesinden balıkan yani “bataklık yer” kelimesi Balkanların etimolojik geçmişini oluşturur. Özetle Balkan öz Türkçe olup ormanlık, dağlık ve bataklık yerler anlamına gelir. Uluslar arası literatürde “Balkan Peninsula” diye kabul gören ve vücut bulan bu coğrafi yer adı yaklaşık 600 yıl bu topraklarda hâkim olan Osmanlı ecdadının torunlarına yadigârı bir kelimedir.

Günümüzde her ne kadar bu bölge Güney Doğu Avrupa olarak tanımlansa da Osmanlıca, Macarca ve Bulgarca literatüründe bugünde varlığını sürdüren Balkanlardan başka bir yer değildir. Bu kitap bizlere Türk yurdu Balkanlarda Türklerin doğal afetle mücadelesini anlattığı kadar Doğu Roma egemenliğinde meydana gelen doğal afetleri de irdeleyerek bizlere kıyas imkânı sunar. Güney doğu Avrupa'nın bu sarp yalçın dağlarla, deli dolu akan ırmak, nehir ve çaylarla beslenen devasa ormanlara malik bir parçasında Türk devlet yönetiminin afetlerle mücadelesi bu eserin merkez odağında yer alır. Her fırsatta Türkleri Avrupa'dan dışlamaya çalışan Avrupalılar eserimizde Türklerin Güney Doğu Avrupa'da ki müşfik varlığını kanıtlayan arşiv belgelerini bir kez daha hatırlamak zorunda kalacaklardır.

Türkler, kendileri ile aynı kaderi paylaşan ve coğrafyanın evlatları olan Slavlar, Boşnaklar, Arnavutlar ve Makedonlar gibi ne kadar dışlanmaya çalışılırsa çalışılsınlar Avrupa'nın bir parçasıdırlar ve Avrupa'nın iktisadi, siyasi ve kültürel tarihinde var olmaya devam edeceklerdir. Çalışmamız bu varlığın ve var oluş sürecinin korkulacak bir şey olmadığını ispatlar.

Bu eser, Türklerin bu coğrafyadaki varlığını tekrar hatıra getirip en azından doğal afetler nezdinde Avrupalı halklara insanlığın ve yardımlaşmanın nasıl olması gerektiğini öğreten bir rehber ve emsal olma özelliğine sahiptir. Kitap tadında okumalar temennilerimizle.
Osmanlı Balkanları bir coğrafyaya Türklerden miras bir damga olarak bugüne dek varlığını korumuştur. Eski Türkçede balık yani “çamur” kelimesinden balıkan yani “bataklık yer” kelimesi Balkanların etimolojik geçmişini oluşturur. Özetle Balkan öz Türkçe olup ormanlık, dağlık ve bataklık yerler anlamına gelir. Uluslar arası literatürde “Balkan Peninsula” diye kabul gören ve vücut bulan bu coğrafi yer adı yaklaşık 600 yıl bu topraklarda hâkim olan Osmanlı ecdadının torunlarına yadigârı bir kelimedir.

Günümüzde her ne kadar bu bölge Güney Doğu Avrupa olarak tanımlansa da Osmanlıca, Macarca ve Bulgarca literatüründe bugünde varlığını sürdüren Balkanlardan başka bir yer değildir. Bu kitap bizlere Türk yurdu Balkanlarda Türklerin doğal afetle mücadelesini anlattığı kadar Doğu Roma egemenliğinde meydana gelen doğal afetleri de irdeleyerek bizlere kıyas imkânı sunar. Güney doğu Avrupa'nın bu sarp yalçın dağlarla, deli dolu akan ırmak, nehir ve çaylarla beslenen devasa ormanlara malik bir parçasında Türk devlet yönetiminin afetlerle mücadelesi bu eserin merkez odağında yer alır. Her fırsatta Türkleri Avrupa'dan dışlamaya çalışan Avrupalılar eserimizde Türklerin Güney Doğu Avrupa'da ki müşfik varlığını kanıtlayan arşiv belgelerini bir kez daha hatırlamak zorunda kalacaklardır.

Türkler, kendileri ile aynı kaderi paylaşan ve coğrafyanın evlatları olan Slavlar, Boşnaklar, Arnavutlar ve Makedonlar gibi ne kadar dışlanmaya çalışılırsa çalışılsınlar Avrupa'nın bir parçasıdırlar ve Avrupa'nın iktisadi, siyasi ve kültürel tarihinde var olmaya devam edeceklerdir. Çalışmamız bu varlığın ve var oluş sürecinin korkulacak bir şey olmadığını ispatlar.

Bu eser, Türklerin bu coğrafyadaki varlığını tekrar hatıra getirip en azından doğal afetler nezdinde Avrupalı halklara insanlığın ve yardımlaşmanın nasıl olması gerektiğini öğreten bir rehber ve emsal olma özelliğine sahiptir. Kitap tadında okumalar temennilerimizle.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat