#smrgKİTABEVİ Ben Ölünce Yaz - 2025

Editör:
Didem Ünal Demir
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253694791
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199247543
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
194,70
Havale/EFT ile: 188,86
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199247543
634718
Ben Ölünce Yaz -        2025
Ben Ölünce Yaz - 2025 #smrgKİTABEVİ
194.70
“Bazı insanlar var ki hayatıma girmiş, hikâyelerini bana emanet etmiş ve gitmiş olabilirler.”

Yıl 1942, Varlık Vergisi'nin yeni duyurulduğu günler. Önce mal varlığını, kısa süre sonra hayatını kaybeden Bay Dimitri ile ailesinin hikâyesi, bambaşka yerlerde, benzer şeyler yitiren Emin Bey ile ailesinin hikâyesine karışır. Biri Türk, diğeri Rum iki ailenin kesişen yazgıları, gün yüzüne nasıl çıkacak, kim¬lere dokunacaktır? Anlatıcı ipin ucunu, “Sana bir hikâye anlatayım ama ben ölünce yaz,” diyen anneannesinden alır; mavi bisküvi kutusunun içindekilerle yola çıkar. Neyi araştırdığını bile bilmezken diğer uçlar fotoğraflar, mektuplar ve çeşitli objelerde karşısına çıkar. Siyasetin, kıskançlık, aldatma, intikam ve cesaretin gölgesinde yaşananlar, eski bir dolmakalemden kalan mürekkep lekesinde birleşecektir.

Öyküleri, eleştiri yazıları ve gençlik romanlarıyla tanıdığımız Fatma Burçak'ın kaleminden âdeta bir zaman yolculuğu: Ben Ölünce Yaz.
“Kadınlar sırlarını böyle bisküvi kutularına, reçel kavanozlarına, çiçek saksılarına, çeyiz sandıklarına koyup kaldırıyor, sonra da arkalarından gelen bir başka kadına emanet ediyorlardı.”
“Bazı insanlar var ki hayatıma girmiş, hikâyelerini bana emanet etmiş ve gitmiş olabilirler.”

Yıl 1942, Varlık Vergisi'nin yeni duyurulduğu günler. Önce mal varlığını, kısa süre sonra hayatını kaybeden Bay Dimitri ile ailesinin hikâyesi, bambaşka yerlerde, benzer şeyler yitiren Emin Bey ile ailesinin hikâyesine karışır. Biri Türk, diğeri Rum iki ailenin kesişen yazgıları, gün yüzüne nasıl çıkacak, kim¬lere dokunacaktır? Anlatıcı ipin ucunu, “Sana bir hikâye anlatayım ama ben ölünce yaz,” diyen anneannesinden alır; mavi bisküvi kutusunun içindekilerle yola çıkar. Neyi araştırdığını bile bilmezken diğer uçlar fotoğraflar, mektuplar ve çeşitli objelerde karşısına çıkar. Siyasetin, kıskançlık, aldatma, intikam ve cesaretin gölgesinde yaşananlar, eski bir dolmakalemden kalan mürekkep lekesinde birleşecektir.

Öyküleri, eleştiri yazıları ve gençlik romanlarıyla tanıdığımız Fatma Burçak'ın kaleminden âdeta bir zaman yolculuğu: Ben Ölünce Yaz.
“Kadınlar sırlarını böyle bisküvi kutularına, reçel kavanozlarına, çiçek saksılarına, çeyiz sandıklarına koyup kaldırıyor, sonra da arkalarından gelen bir başka kadına emanet ediyorlardı.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat