#smrgKİTABEVİ Beni Sen Öldür : Maraş / 78 - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
9789753448352
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
520
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
525,00
Havale/EFT ile:
514,50
1199254660
641867
https://www.simurgkitabevi.com/beni-sen-oldur-maras-78-2025
Beni Sen Öldür : Maraş / 78 - 2025 #smrgKİTABEVİ
525.00
“Beni Sen Öldür kitabında anlatılanlar, Maraş Kıyımı'nda topluma yaşatılan trajedilerin çok az bir kısmını ifade etmektedir. Ancak herkes bilmelidir ki soykırım uygulamalarında yaşatılan bütün acılar, Maraş Kıyımı'nda da yaşatılmıştır. Bu acıların bilinmesi ve paylaşılması, bütün ezilenler açısından önemli bir sorumluluktur. Çünkü ezilenler, acılarından örgütlü mücadelenin zaferini yaratmak zorundadır.
Bu acıların bizlere yaşatılması, tekrarının olmayacağı bir tesadüfün sonucu değildir. Tam tersine her şey, egemen güçler tarafından politik iktidar amacıyla ve organize bir kötülük olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Bu sosyopolitik gerçekliği biliyoruz ve bunu unutmayacağız.
Aynı şekilde ezilenler de tarih boyunca kendilerine yaşatılan acıları unutmayacaklardır.
Dersim'de, mecbur kalan anneleri sesleri duyulmasın diye ağızlarını örtüğü için sessizce boğulan çocukları da, Zeytun'da yakalanmamak için kendilerini köprüden atan Ermeni genç kadınları da, “Beni sen öldür.” diyen Ümmühan Ana'yı da unutmayacaklardır.
Unutmamakla yetinilmeyecek; bu kanlı uygulamaların hesabı da ahirete bırakılmayacaktır.
Demokrasi, adalet ve özgürlük; soykırımların, katliamların ve her türden zorbalığın mahkûm edildiği bir zemin üzerinde yükselecek, mümkün olacaktır.”
Bu acıların bizlere yaşatılması, tekrarının olmayacağı bir tesadüfün sonucu değildir. Tam tersine her şey, egemen güçler tarafından politik iktidar amacıyla ve organize bir kötülük olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Bu sosyopolitik gerçekliği biliyoruz ve bunu unutmayacağız.
Aynı şekilde ezilenler de tarih boyunca kendilerine yaşatılan acıları unutmayacaklardır.
Dersim'de, mecbur kalan anneleri sesleri duyulmasın diye ağızlarını örtüğü için sessizce boğulan çocukları da, Zeytun'da yakalanmamak için kendilerini köprüden atan Ermeni genç kadınları da, “Beni sen öldür.” diyen Ümmühan Ana'yı da unutmayacaklardır.
Unutmamakla yetinilmeyecek; bu kanlı uygulamaların hesabı da ahirete bırakılmayacaktır.
Demokrasi, adalet ve özgürlük; soykırımların, katliamların ve her türden zorbalığın mahkûm edildiği bir zemin üzerinde yükselecek, mümkün olacaktır.”
“Beni Sen Öldür kitabında anlatılanlar, Maraş Kıyımı'nda topluma yaşatılan trajedilerin çok az bir kısmını ifade etmektedir. Ancak herkes bilmelidir ki soykırım uygulamalarında yaşatılan bütün acılar, Maraş Kıyımı'nda da yaşatılmıştır. Bu acıların bilinmesi ve paylaşılması, bütün ezilenler açısından önemli bir sorumluluktur. Çünkü ezilenler, acılarından örgütlü mücadelenin zaferini yaratmak zorundadır.
Bu acıların bizlere yaşatılması, tekrarının olmayacağı bir tesadüfün sonucu değildir. Tam tersine her şey, egemen güçler tarafından politik iktidar amacıyla ve organize bir kötülük olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Bu sosyopolitik gerçekliği biliyoruz ve bunu unutmayacağız.
Aynı şekilde ezilenler de tarih boyunca kendilerine yaşatılan acıları unutmayacaklardır.
Dersim'de, mecbur kalan anneleri sesleri duyulmasın diye ağızlarını örtüğü için sessizce boğulan çocukları da, Zeytun'da yakalanmamak için kendilerini köprüden atan Ermeni genç kadınları da, “Beni sen öldür.” diyen Ümmühan Ana'yı da unutmayacaklardır.
Unutmamakla yetinilmeyecek; bu kanlı uygulamaların hesabı da ahirete bırakılmayacaktır.
Demokrasi, adalet ve özgürlük; soykırımların, katliamların ve her türden zorbalığın mahkûm edildiği bir zemin üzerinde yükselecek, mümkün olacaktır.”
Bu acıların bizlere yaşatılması, tekrarının olmayacağı bir tesadüfün sonucu değildir. Tam tersine her şey, egemen güçler tarafından politik iktidar amacıyla ve organize bir kötülük olarak planlandı ve gerçekleştirildi. Bu sosyopolitik gerçekliği biliyoruz ve bunu unutmayacağız.
Aynı şekilde ezilenler de tarih boyunca kendilerine yaşatılan acıları unutmayacaklardır.
Dersim'de, mecbur kalan anneleri sesleri duyulmasın diye ağızlarını örtüğü için sessizce boğulan çocukları da, Zeytun'da yakalanmamak için kendilerini köprüden atan Ermeni genç kadınları da, “Beni sen öldür.” diyen Ümmühan Ana'yı da unutmayacaklardır.
Unutmamakla yetinilmeyecek; bu kanlı uygulamaların hesabı da ahirete bırakılmayacaktır.
Demokrasi, adalet ve özgürlük; soykırımların, katliamların ve her türden zorbalığın mahkûm edildiği bir zemin üzerinde yükselecek, mümkün olacaktır.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.