#smrgKİTABEVİ Beyaz Damgalı Medeniyet - 2023

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6256971806
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199212752
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
162
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199212752
599271
Beyaz Damgalı Medeniyet -        2023
Beyaz Damgalı Medeniyet - 2023 #smrgKİTABEVİ
0.00
Bütün kültürel ayrımların dünya ekonomik birikimini elinde tutanların ortaya koyduğu bir dünya sisteminin kurgusu çerçevesinde oluşturulduğunu ve bunun medya aracılığıyla oluşturulan temsiller, kalıp yargılar ya da daha önce oluşturulmuş kalıp yargıların yeniden üretilmesi ile kültürel ırkçılık temelinde, dilde ötekileştirme, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı yeniden üretilerek sürdürülmektedir. Kendini bağış, yardım ve destek vaatleri ile sunan Batı, özellikle medyayı kullanarak, önce zihinleri sömürgeleştirmekte ve köleleştirmekte böylece bu ülkelerde, kültürel kimlik yıkımına, yozlaşmaya, yabancılaşmaya ve sömürülmeye ortam hazırlamakta ve Batılılaştırma / Hristiyanlaştırma / Uygarlaştırma hareketi olarak başlayan eski sömürgeleştirme faaliyetlerinin, günümüzde tersine dönüp, Doğu'nun göçmenleri ile Avrupa'nın Doğululaştırılması / İslamlaştırılması / İlkelleştirilmesi korkusu yaratılmakta ve Avrupa / Batı halklarında korku kültürü oluşturulmaktadır.
Avrupamerkezci Medeniyet İnşaası ile oluşturulan Beyaz Üstünlükçü (White Supremacist) ideoloji ve bu ideolojinin sömürülen ve sömüren ülke insanlarına yansımalarının ele alındığı ve araştırıldığı Beyaz Damgalı Medeniyet adlı kitabın ilk iki bölümünde, medyada yer alan Avrupamerkezci, Beyaz Üstünlükçü (White Supremacist) , kültürel ırkçı söylemler ve Batı toplumlarında giderek artan bireysel yabancı düşmanı şiddet ve katliamların nedenleri araştırılmıştır.
Son iki bölümde ise, Michael Haneke'nin ‘Duygusal Buzlaşma Üçlemesi‘ ya da ‘Kent Üçlemesi' olarak adlandırılan filmleri üzerinden özellikle Avrupalı modern kent insanının kapitalizmin boyunduruğu altına girmesi sonucunda mekanik, hızlı yaşam tarzı nedeniyle iletişimsizlik, yalnızlaşma, yabancılaşma, gerçeklik algısını yitirerek duyarsızlaşması ve giderek hayatlarının anlamsızlaşması sonucunda patolojik bireysel narsisizme yöneldikleri ve sanal ortamda kurdukları aidiyetler üzerinden patolojik kolektif narsisizme eklemlenerek göçmenlere karşı duydukları nefret ve şiddet duygularını meşrulaştırarak bireysel şiddet ve katliamlara yönelmelerinin nedenleri incelenmiştir.
Bütün kültürel ayrımların dünya ekonomik birikimini elinde tutanların ortaya koyduğu bir dünya sisteminin kurgusu çerçevesinde oluşturulduğunu ve bunun medya aracılığıyla oluşturulan temsiller, kalıp yargılar ya da daha önce oluşturulmuş kalıp yargıların yeniden üretilmesi ile kültürel ırkçılık temelinde, dilde ötekileştirme, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı yeniden üretilerek sürdürülmektedir. Kendini bağış, yardım ve destek vaatleri ile sunan Batı, özellikle medyayı kullanarak, önce zihinleri sömürgeleştirmekte ve köleleştirmekte böylece bu ülkelerde, kültürel kimlik yıkımına, yozlaşmaya, yabancılaşmaya ve sömürülmeye ortam hazırlamakta ve Batılılaştırma / Hristiyanlaştırma / Uygarlaştırma hareketi olarak başlayan eski sömürgeleştirme faaliyetlerinin, günümüzde tersine dönüp, Doğu'nun göçmenleri ile Avrupa'nın Doğululaştırılması / İslamlaştırılması / İlkelleştirilmesi korkusu yaratılmakta ve Avrupa / Batı halklarında korku kültürü oluşturulmaktadır.
Avrupamerkezci Medeniyet İnşaası ile oluşturulan Beyaz Üstünlükçü (White Supremacist) ideoloji ve bu ideolojinin sömürülen ve sömüren ülke insanlarına yansımalarının ele alındığı ve araştırıldığı Beyaz Damgalı Medeniyet adlı kitabın ilk iki bölümünde, medyada yer alan Avrupamerkezci, Beyaz Üstünlükçü (White Supremacist) , kültürel ırkçı söylemler ve Batı toplumlarında giderek artan bireysel yabancı düşmanı şiddet ve katliamların nedenleri araştırılmıştır.
Son iki bölümde ise, Michael Haneke'nin ‘Duygusal Buzlaşma Üçlemesi‘ ya da ‘Kent Üçlemesi' olarak adlandırılan filmleri üzerinden özellikle Avrupalı modern kent insanının kapitalizmin boyunduruğu altına girmesi sonucunda mekanik, hızlı yaşam tarzı nedeniyle iletişimsizlik, yalnızlaşma, yabancılaşma, gerçeklik algısını yitirerek duyarsızlaşması ve giderek hayatlarının anlamsızlaşması sonucunda patolojik bireysel narsisizme yöneldikleri ve sanal ortamda kurdukları aidiyetler üzerinden patolojik kolektif narsisizme eklemlenerek göçmenlere karşı duydukları nefret ve şiddet duygularını meşrulaştırarak bireysel şiddet ve katliamlara yönelmelerinin nedenleri incelenmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat