#smrgKİTABEVİ Bir Şizofren Hastanın Sanat Ürünleri - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
Miras - Türk Edebiyatı
ISBN-10:
9750756290
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199242110
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
154,00
Havale/EFT ile: 149,38
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242110
629309
Bir Şizofren Hastanın Sanat Ürünleri -        2025
Bir Şizofren Hastanın Sanat Ürünleri - 2025 #smrgKİTABEVİ
154.00
Süleyman Velioğlu ve Kâzım Dağyolu, 1957'de İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Kliniği bünyesinde kurdukları Psikopatolojik Sanat Laboratuvarı'nda hastalarla yaptıkları çalışmaların ürünlerini 1960'lardan itibaren kamuyla paylaşmaya başladılar. 1960 ile 1962 arasında kurumdaki hastaların ürünlerinin teşhis ve tedavi amacıyla nasıl kullanıldığını anlatan ve sanatın psikopatolojiyle ilişkisini o dönemin bütün teorik birikimini de seferber ederek analiz eden üç kitap yayımladılar. Ayrıca hastaların eserlerinden oluşan, önce İstanbul'da sonra da Ankara'da açılan iki sergi 350 binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi.1962'de yayımlanan Bir Şizofren Hastanın Sanat Ürünleri'nde tek bir hastanın ürünleri yer alıyor: “35 yaşında erkek. Beden yapısı astenik, bakışları canlı, giyimi itinasız. Nazik, bazen teatral jestlerle konuşuyor,” diye tanımlanan ve “entelektüel, aristokrat, pederşahi, mistik ve müreffeh” bir aile çevresinden gelen bu hastanın kitapta geniş yer verilen resimleri, şiirleri, bir piyesi, fıkraları ve bir “beste”si etrafında psikopatolojik sanatın nitelikleri ayrıntılı olarak tartışılıyor. Bu öncü niteliğindeki kitaba ayrıca kendisi de çok başarılı bir ressam olan Velioğlu'nun akıl hastalarıyla sanatçıların eserleri arasındaki benzerlik ve ayrımların mantığını daha sistematik olarak analiz eden Akıl Hastası ve Sanatçı (1978) adlı eserinden aynı başlıklı bölüm de eklendi. Bu yazıda ilk kitaptaki hasta ile bir başka hastanın eserleri, bir aşamada kendilerini özdeşleştirdikleri Van Gogh'un eserleriyle kıyaslanarak tartışılıyor. Saffet Murat Tura kitaba yazdığı sunuşta nöroloji ve nöropsikiyatri alanındaki yeni çalışmalardan yola çıkarak sanat ve akıl hastalığı ilişkisi konusunda kendi görüşünü aktarıyor, Velioğlu düşüncesinin beslendiği düşünür ve düşünce akımlarını tartışıyor ve Velioğlu'yla aralarındaki hoca-öğrenci ilişkisinin sıcaklığını ve sahiciliğini biz okurların da hissetmesini sağlıyor.
Süleyman Velioğlu ve Kâzım Dağyolu, 1957'de İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Kliniği bünyesinde kurdukları Psikopatolojik Sanat Laboratuvarı'nda hastalarla yaptıkları çalışmaların ürünlerini 1960'lardan itibaren kamuyla paylaşmaya başladılar. 1960 ile 1962 arasında kurumdaki hastaların ürünlerinin teşhis ve tedavi amacıyla nasıl kullanıldığını anlatan ve sanatın psikopatolojiyle ilişkisini o dönemin bütün teorik birikimini de seferber ederek analiz eden üç kitap yayımladılar. Ayrıca hastaların eserlerinden oluşan, önce İstanbul'da sonra da Ankara'da açılan iki sergi 350 binden fazla kişi tarafından ziyaret edildi.1962'de yayımlanan Bir Şizofren Hastanın Sanat Ürünleri'nde tek bir hastanın ürünleri yer alıyor: “35 yaşında erkek. Beden yapısı astenik, bakışları canlı, giyimi itinasız. Nazik, bazen teatral jestlerle konuşuyor,” diye tanımlanan ve “entelektüel, aristokrat, pederşahi, mistik ve müreffeh” bir aile çevresinden gelen bu hastanın kitapta geniş yer verilen resimleri, şiirleri, bir piyesi, fıkraları ve bir “beste”si etrafında psikopatolojik sanatın nitelikleri ayrıntılı olarak tartışılıyor. Bu öncü niteliğindeki kitaba ayrıca kendisi de çok başarılı bir ressam olan Velioğlu'nun akıl hastalarıyla sanatçıların eserleri arasındaki benzerlik ve ayrımların mantığını daha sistematik olarak analiz eden Akıl Hastası ve Sanatçı (1978) adlı eserinden aynı başlıklı bölüm de eklendi. Bu yazıda ilk kitaptaki hasta ile bir başka hastanın eserleri, bir aşamada kendilerini özdeşleştirdikleri Van Gogh'un eserleriyle kıyaslanarak tartışılıyor. Saffet Murat Tura kitaba yazdığı sunuşta nöroloji ve nöropsikiyatri alanındaki yeni çalışmalardan yola çıkarak sanat ve akıl hastalığı ilişkisi konusunda kendi görüşünü aktarıyor, Velioğlu düşüncesinin beslendiği düşünür ve düşünce akımlarını tartışıyor ve Velioğlu'yla aralarındaki hoca-öğrenci ilişkisinin sıcaklığını ve sahiciliğini biz okurların da hissetmesini sağlıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat