#smrgKİTABEVİ Bizim Köylü Dede ile Torun - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6253883553
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
209
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
228,15
Havale/EFT ile:
221,31
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242071
629270
https://www.simurgkitabevi.com/bizim-koylu-dede-ile-torun-2025
Bizim Köylü Dede ile Torun - 2025 #smrgKİTABEVİ
228.15
Köy belleği, dilden dile değil, gönülden gönüle yazılır...
Küreselleşen dünyada kaybolmaya yüz tutan köy yaşamını, gelenekleri, sözlü kültürü ve yitip giden kelimeleri kayıt altına alan bu eser, sadece bir hatırlatma değil; bir hafıza, bir uyarı, bir vefa metnidir. Antalya'nın Karabayır köyünde geçen bu hikâyede, dede ile torun arasındaki samimi diyaloglar aracılığıyla okur, yüzlerce yıllık Yörük kültürünün izlerini sürer. Güdülen sığırlar, harmanlar, eski oyunlar, sözcükler ve şiirlerle bezeli bu kitap; geçmişin sesini bugünün genç kulaklarına taşıyor. İbrahim Karay'ın şiirsel dili ve anlatı gücüyle kurguladığı bu eser, aynı zamanda bir yerel tarih çalışmasıdır.
Osmanlı tahrir defterlerinden Selçuklu sarnıçlarına, mezar taşlarından yayla göçlerine kadar Karabayır köyünün sekiz asırlık belleğini adım adım okura sunar. Fotoğraflarla desteklenen anlatım ise hem görsel bir zenginlik sunar hem de köyün ruhunu sayfalara taşır.
Bu kitap, yalnızca bir dede ile torunun sohbetini değil; toprağın hafızasını, suyun yolculuğunu ve taşların anlattığı geçmişi dile getirir. Her yaştan okur için hem öğretici hem duygulandırıcı bir yolculuk vadeder.
Geçmişin izlerini sürmek isteyen herkesi bu yolculuğa davet ediyoruz.
Editörden
Küreselleşen dünyada kaybolmaya yüz tutan köy yaşamını, gelenekleri, sözlü kültürü ve yitip giden kelimeleri kayıt altına alan bu eser, sadece bir hatırlatma değil; bir hafıza, bir uyarı, bir vefa metnidir. Antalya'nın Karabayır köyünde geçen bu hikâyede, dede ile torun arasındaki samimi diyaloglar aracılığıyla okur, yüzlerce yıllık Yörük kültürünün izlerini sürer. Güdülen sığırlar, harmanlar, eski oyunlar, sözcükler ve şiirlerle bezeli bu kitap; geçmişin sesini bugünün genç kulaklarına taşıyor. İbrahim Karay'ın şiirsel dili ve anlatı gücüyle kurguladığı bu eser, aynı zamanda bir yerel tarih çalışmasıdır.
Osmanlı tahrir defterlerinden Selçuklu sarnıçlarına, mezar taşlarından yayla göçlerine kadar Karabayır köyünün sekiz asırlık belleğini adım adım okura sunar. Fotoğraflarla desteklenen anlatım ise hem görsel bir zenginlik sunar hem de köyün ruhunu sayfalara taşır.
Bu kitap, yalnızca bir dede ile torunun sohbetini değil; toprağın hafızasını, suyun yolculuğunu ve taşların anlattığı geçmişi dile getirir. Her yaştan okur için hem öğretici hem duygulandırıcı bir yolculuk vadeder.
Geçmişin izlerini sürmek isteyen herkesi bu yolculuğa davet ediyoruz.
Editörden
Köy belleği, dilden dile değil, gönülden gönüle yazılır...
Küreselleşen dünyada kaybolmaya yüz tutan köy yaşamını, gelenekleri, sözlü kültürü ve yitip giden kelimeleri kayıt altına alan bu eser, sadece bir hatırlatma değil; bir hafıza, bir uyarı, bir vefa metnidir. Antalya'nın Karabayır köyünde geçen bu hikâyede, dede ile torun arasındaki samimi diyaloglar aracılığıyla okur, yüzlerce yıllık Yörük kültürünün izlerini sürer. Güdülen sığırlar, harmanlar, eski oyunlar, sözcükler ve şiirlerle bezeli bu kitap; geçmişin sesini bugünün genç kulaklarına taşıyor. İbrahim Karay'ın şiirsel dili ve anlatı gücüyle kurguladığı bu eser, aynı zamanda bir yerel tarih çalışmasıdır.
Osmanlı tahrir defterlerinden Selçuklu sarnıçlarına, mezar taşlarından yayla göçlerine kadar Karabayır köyünün sekiz asırlık belleğini adım adım okura sunar. Fotoğraflarla desteklenen anlatım ise hem görsel bir zenginlik sunar hem de köyün ruhunu sayfalara taşır.
Bu kitap, yalnızca bir dede ile torunun sohbetini değil; toprağın hafızasını, suyun yolculuğunu ve taşların anlattığı geçmişi dile getirir. Her yaştan okur için hem öğretici hem duygulandırıcı bir yolculuk vadeder.
Geçmişin izlerini sürmek isteyen herkesi bu yolculuğa davet ediyoruz.
Editörden
Küreselleşen dünyada kaybolmaya yüz tutan köy yaşamını, gelenekleri, sözlü kültürü ve yitip giden kelimeleri kayıt altına alan bu eser, sadece bir hatırlatma değil; bir hafıza, bir uyarı, bir vefa metnidir. Antalya'nın Karabayır köyünde geçen bu hikâyede, dede ile torun arasındaki samimi diyaloglar aracılığıyla okur, yüzlerce yıllık Yörük kültürünün izlerini sürer. Güdülen sığırlar, harmanlar, eski oyunlar, sözcükler ve şiirlerle bezeli bu kitap; geçmişin sesini bugünün genç kulaklarına taşıyor. İbrahim Karay'ın şiirsel dili ve anlatı gücüyle kurguladığı bu eser, aynı zamanda bir yerel tarih çalışmasıdır.
Osmanlı tahrir defterlerinden Selçuklu sarnıçlarına, mezar taşlarından yayla göçlerine kadar Karabayır köyünün sekiz asırlık belleğini adım adım okura sunar. Fotoğraflarla desteklenen anlatım ise hem görsel bir zenginlik sunar hem de köyün ruhunu sayfalara taşır.
Bu kitap, yalnızca bir dede ile torunun sohbetini değil; toprağın hafızasını, suyun yolculuğunu ve taşların anlattığı geçmişi dile getirir. Her yaştan okur için hem öğretici hem duygulandırıcı bir yolculuk vadeder.
Geçmişin izlerini sürmek isteyen herkesi bu yolculuğa davet ediyoruz.
Editörden
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.