#smrgKİTABEVİ Deli ve Ölü - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6255999474
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
116
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
170,00
Havale/EFT ile:
164,90
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241337
628534

https://www.simurgkitabevi.com/deli-ve-olu-2025
Deli ve Ölü - 2025 #smrgKİTABEVİ
170.00
Zehra Çiğdem Özcan, gündelik hayatın içinden, tanıdık yüzlerden, hepimizin aşina olduğu evlerden çıkardığı karakterlerle okuru duygusal bir salınıma sokuyor. Mizah ile trajedinin, hayal ile hakikatin, sevgi ile yoksunluğun iç içe geçtiği hikâyeler, insan olmanın kırılganlığına ayna tutuyor. Bazen bir fareyle, bazen bir kokuya tutunan anıyla, bazen de sadece bekleyerek geçen zamanla…
“Ama yine de oradaydı o eller. Hâlâ dimdik ayakta olan bir bedenin, hâlâ boşluğa bırakmaya cesaret edebildiği kanatlarıydı. Hülya başını babasından yana çevirmeden elini uzatıp sol elini tuttu adamın. Adam da kızının elini sıkıca sardı. Hiç konuşmadan, öylece kalakaldılar.
‘Bekliyorsun, hâlâ bekliyorsun. Ama gitti o. Çoktan gitti. Artık burada değil. Burada olmayan bir adamı bekliyorsun.' Hülya yine ışık huzmesine bakıyordu. ‘Öyle deme baba. Belki gelir, daha vakit var.'
“Ama yine de oradaydı o eller. Hâlâ dimdik ayakta olan bir bedenin, hâlâ boşluğa bırakmaya cesaret edebildiği kanatlarıydı. Hülya başını babasından yana çevirmeden elini uzatıp sol elini tuttu adamın. Adam da kızının elini sıkıca sardı. Hiç konuşmadan, öylece kalakaldılar.
‘Bekliyorsun, hâlâ bekliyorsun. Ama gitti o. Çoktan gitti. Artık burada değil. Burada olmayan bir adamı bekliyorsun.' Hülya yine ışık huzmesine bakıyordu. ‘Öyle deme baba. Belki gelir, daha vakit var.'
Zehra Çiğdem Özcan, gündelik hayatın içinden, tanıdık yüzlerden, hepimizin aşina olduğu evlerden çıkardığı karakterlerle okuru duygusal bir salınıma sokuyor. Mizah ile trajedinin, hayal ile hakikatin, sevgi ile yoksunluğun iç içe geçtiği hikâyeler, insan olmanın kırılganlığına ayna tutuyor. Bazen bir fareyle, bazen bir kokuya tutunan anıyla, bazen de sadece bekleyerek geçen zamanla…
“Ama yine de oradaydı o eller. Hâlâ dimdik ayakta olan bir bedenin, hâlâ boşluğa bırakmaya cesaret edebildiği kanatlarıydı. Hülya başını babasından yana çevirmeden elini uzatıp sol elini tuttu adamın. Adam da kızının elini sıkıca sardı. Hiç konuşmadan, öylece kalakaldılar.
‘Bekliyorsun, hâlâ bekliyorsun. Ama gitti o. Çoktan gitti. Artık burada değil. Burada olmayan bir adamı bekliyorsun.' Hülya yine ışık huzmesine bakıyordu. ‘Öyle deme baba. Belki gelir, daha vakit var.'
“Ama yine de oradaydı o eller. Hâlâ dimdik ayakta olan bir bedenin, hâlâ boşluğa bırakmaya cesaret edebildiği kanatlarıydı. Hülya başını babasından yana çevirmeden elini uzatıp sol elini tuttu adamın. Adam da kızının elini sıkıca sardı. Hiç konuşmadan, öylece kalakaldılar.
‘Bekliyorsun, hâlâ bekliyorsun. Ama gitti o. Çoktan gitti. Artık burada değil. Burada olmayan bir adamı bekliyorsun.' Hülya yine ışık huzmesine bakıyordu. ‘Öyle deme baba. Belki gelir, daha vakit var.'
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.