#smrgKİTABEVİ Denemeden Bilemezsin - Fragmanlar 2 - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Ötüken Neşriyat A.Ş.
Dizi Adı:
Edebi Eserler 1153
ISBN-10:
6254088889
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
1&3
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
464
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
294,00
Havale/EFT ile:
285,18
Stoktan teslim
1199246282
633453
https://www.simurgkitabevi.com/denemeden-bilemezsin-fragmanlar-2-2025
Denemeden Bilemezsin - Fragmanlar 2 - 2025 #smrgKİTABEVİ
294.00
Bir edebî tür olarak denemenin bizim edebiyatımızda öne çıkan türlerden biri olduğu söylenemez. Tanzimat'a kadar hâkim edebi tür şiirdir. Tanzimat sonrası roman, hikâye ve tiyatro, kurmaca türler olarak görülmeye başlar;- ama deneme yoktur!
Deneme, yazarın birey olarak öznelliğini ifşâ eder. Deneme yazarına göre herşey, ‘ona, yazara göre'dir. Osmanlı entelijansiyası, öznelliğini açığa çıkarmada dâimâ isteksiz davranmıştır: Şiir, öznelliği örtbas eder; denemeyse, açığa çıkarır.
Deneme, Cumhuriyet'le birlikte var'dır. Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Vedat Günyol, Salâh Birsel, Nermi Uygur, Memet Fuat... Nedense, bu ilk kuşaktan sonra, deneme gözden düşmüş gibi görünür. Füsun Akatlı ve Enis Batur dışında, deneme türüne ehliyetle iltifat eden pek kimse yoktur.
İlginçtir: Şimdi sevgili Orçun'la birlikte genç deneme yazarlarının görünmeye başladıklarına tanık oluyoruz. Bu, gerçekten iyiye âlâmet!
Orçun, şimdi elinizdeki Denemeden Bilemezsin'in II. cildinde [200. fragman], bir ‘önsöz' yazma durumunda kaldığında şöyle düşünmüş: “Adı ‘ön söz' olsa da deneme elbet. Denemeden başka ne yazar, denemekten başka ne yaparım ki?”
Denemeden Bilemezsin – Fragmanlar II'de Orçun, bu türde iki farklı üslûbun farkındadır: “Evet, Ataç'çıl, Uygur'gil denemeleri seviyorum da Birsel'leyin de kalem oynatmak gerek arada.”
Oktay Akbal, kısa öykülere ‘öykücük' demişti. Orçun da arada ‘denemecik'ler yazıyor;- daha da ileri giderek denemeyi minimalize ediyor âdeta... Deneme bir fragman'a indirgenebilir mi? Orçun ‘pekâla olur! demeye getiriyor;- oluyor da!..
Entelektüel donanım, gülen düşünce, ‘ruha da göze dört kol çengi' ‘aylak bir üslûp'…ve cesur bir öznellik…
Daha ne olsun ki!
-Hilmi YAVUZ
Deneme, yazarın birey olarak öznelliğini ifşâ eder. Deneme yazarına göre herşey, ‘ona, yazara göre'dir. Osmanlı entelijansiyası, öznelliğini açığa çıkarmada dâimâ isteksiz davranmıştır: Şiir, öznelliği örtbas eder; denemeyse, açığa çıkarır.
Deneme, Cumhuriyet'le birlikte var'dır. Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Vedat Günyol, Salâh Birsel, Nermi Uygur, Memet Fuat... Nedense, bu ilk kuşaktan sonra, deneme gözden düşmüş gibi görünür. Füsun Akatlı ve Enis Batur dışında, deneme türüne ehliyetle iltifat eden pek kimse yoktur.
İlginçtir: Şimdi sevgili Orçun'la birlikte genç deneme yazarlarının görünmeye başladıklarına tanık oluyoruz. Bu, gerçekten iyiye âlâmet!
Orçun, şimdi elinizdeki Denemeden Bilemezsin'in II. cildinde [200. fragman], bir ‘önsöz' yazma durumunda kaldığında şöyle düşünmüş: “Adı ‘ön söz' olsa da deneme elbet. Denemeden başka ne yazar, denemekten başka ne yaparım ki?”
Denemeden Bilemezsin – Fragmanlar II'de Orçun, bu türde iki farklı üslûbun farkındadır: “Evet, Ataç'çıl, Uygur'gil denemeleri seviyorum da Birsel'leyin de kalem oynatmak gerek arada.”
Oktay Akbal, kısa öykülere ‘öykücük' demişti. Orçun da arada ‘denemecik'ler yazıyor;- daha da ileri giderek denemeyi minimalize ediyor âdeta... Deneme bir fragman'a indirgenebilir mi? Orçun ‘pekâla olur! demeye getiriyor;- oluyor da!..
Entelektüel donanım, gülen düşünce, ‘ruha da göze dört kol çengi' ‘aylak bir üslûp'…ve cesur bir öznellik…
Daha ne olsun ki!
-Hilmi YAVUZ
Bir edebî tür olarak denemenin bizim edebiyatımızda öne çıkan türlerden biri olduğu söylenemez. Tanzimat'a kadar hâkim edebi tür şiirdir. Tanzimat sonrası roman, hikâye ve tiyatro, kurmaca türler olarak görülmeye başlar;- ama deneme yoktur!
Deneme, yazarın birey olarak öznelliğini ifşâ eder. Deneme yazarına göre herşey, ‘ona, yazara göre'dir. Osmanlı entelijansiyası, öznelliğini açığa çıkarmada dâimâ isteksiz davranmıştır: Şiir, öznelliği örtbas eder; denemeyse, açığa çıkarır.
Deneme, Cumhuriyet'le birlikte var'dır. Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Vedat Günyol, Salâh Birsel, Nermi Uygur, Memet Fuat... Nedense, bu ilk kuşaktan sonra, deneme gözden düşmüş gibi görünür. Füsun Akatlı ve Enis Batur dışında, deneme türüne ehliyetle iltifat eden pek kimse yoktur.
İlginçtir: Şimdi sevgili Orçun'la birlikte genç deneme yazarlarının görünmeye başladıklarına tanık oluyoruz. Bu, gerçekten iyiye âlâmet!
Orçun, şimdi elinizdeki Denemeden Bilemezsin'in II. cildinde [200. fragman], bir ‘önsöz' yazma durumunda kaldığında şöyle düşünmüş: “Adı ‘ön söz' olsa da deneme elbet. Denemeden başka ne yazar, denemekten başka ne yaparım ki?”
Denemeden Bilemezsin – Fragmanlar II'de Orçun, bu türde iki farklı üslûbun farkındadır: “Evet, Ataç'çıl, Uygur'gil denemeleri seviyorum da Birsel'leyin de kalem oynatmak gerek arada.”
Oktay Akbal, kısa öykülere ‘öykücük' demişti. Orçun da arada ‘denemecik'ler yazıyor;- daha da ileri giderek denemeyi minimalize ediyor âdeta... Deneme bir fragman'a indirgenebilir mi? Orçun ‘pekâla olur! demeye getiriyor;- oluyor da!..
Entelektüel donanım, gülen düşünce, ‘ruha da göze dört kol çengi' ‘aylak bir üslûp'…ve cesur bir öznellik…
Daha ne olsun ki!
-Hilmi YAVUZ
Deneme, yazarın birey olarak öznelliğini ifşâ eder. Deneme yazarına göre herşey, ‘ona, yazara göre'dir. Osmanlı entelijansiyası, öznelliğini açığa çıkarmada dâimâ isteksiz davranmıştır: Şiir, öznelliği örtbas eder; denemeyse, açığa çıkarır.
Deneme, Cumhuriyet'le birlikte var'dır. Ataç, Sabahattin Eyuboğlu, Suut Kemal Yetkin, Vedat Günyol, Salâh Birsel, Nermi Uygur, Memet Fuat... Nedense, bu ilk kuşaktan sonra, deneme gözden düşmüş gibi görünür. Füsun Akatlı ve Enis Batur dışında, deneme türüne ehliyetle iltifat eden pek kimse yoktur.
İlginçtir: Şimdi sevgili Orçun'la birlikte genç deneme yazarlarının görünmeye başladıklarına tanık oluyoruz. Bu, gerçekten iyiye âlâmet!
Orçun, şimdi elinizdeki Denemeden Bilemezsin'in II. cildinde [200. fragman], bir ‘önsöz' yazma durumunda kaldığında şöyle düşünmüş: “Adı ‘ön söz' olsa da deneme elbet. Denemeden başka ne yazar, denemekten başka ne yaparım ki?”
Denemeden Bilemezsin – Fragmanlar II'de Orçun, bu türde iki farklı üslûbun farkındadır: “Evet, Ataç'çıl, Uygur'gil denemeleri seviyorum da Birsel'leyin de kalem oynatmak gerek arada.”
Oktay Akbal, kısa öykülere ‘öykücük' demişti. Orçun da arada ‘denemecik'ler yazıyor;- daha da ileri giderek denemeyi minimalize ediyor âdeta... Deneme bir fragman'a indirgenebilir mi? Orçun ‘pekâla olur! demeye getiriyor;- oluyor da!..
Entelektüel donanım, gülen düşünce, ‘ruha da göze dört kol çengi' ‘aylak bir üslûp'…ve cesur bir öznellik…
Daha ne olsun ki!
-Hilmi YAVUZ
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.