#smrgKİTABEVİ Düşünen El : Mimaride Varoluşsal ve Bedenleşmiş Bilgelik - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259828053
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
15x23
Sayfa Sayısı:
152
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Ayşegül Yıldırım
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
230,30
Havale/EFT ile:
223,39
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199244620
631921
https://www.simurgkitabevi.com/dusunen-el-mimaride-varolussal-ve-bedenlesmis-bilgelik-2025
Düşünen El : Mimaride Varoluşsal ve Bedenleşmiş Bilgelik - 2025 #smrgKİTABEVİ
230.30
Sanal ve görsel olana emsalsiz bir şekilde vurgu yapan günümüzün küresel ağ-tabanlı kültüründe zihin ve beden birbirinden kopmuş ve nihayetinde bağlantısız hale gelmiştir. Fiziksel görünüş, cinsel çekicilik ve sosyal kimlik nedeniyle idolleştirilse de bedenin fiziksel dünyayı ve insanlık durumunu tam olarak anlamada oynadığı rol ihmal edilmektedir. İnsan bedeninin bilen bir varlık olarak potansiyeli –tüm duyularımız ve bedensel işlevlerimiz dilsiz bilgiyi birlikte üretmek ve sürdürmek üzere yapılandırılmışken– fark edilememektedir. Sanatsal çalışma ve zanaatkârlık ancak zihin ve bedenin birliğiyle tam anlamıyla gerçekleştirilebilir. Yazma ve düşünme gibi, genellikle sadece düşünsel nitelikte olduğu kabul edilen çabalar bile bu zihin ve el becerilerinin birleşimine bağlıdır.
Juhani Pallasmaa, Düşünen El'de insan elinin mucizevi potansiyelini ortaya koyuyor. Sanatçı ya da mimarın elindeki kalemin nasıl olup da tahayyül eden zihin ile ortaya çıkan imge arasındaki köprü haline geldiğini gösteriyor. Kitap, elin çoklu mahiyetini, biyolojik evrimini ve kültürün şekillenmesindeki rolünü inceleyerek el-alet birliğinin ve göz-el-zihin bileşiminin el becerisi için özsel olduğunu ve nihayetinde bedenin ve duyuların hafıza ve yaratıcı çalışmalarda çok önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Pallasmaa, artık klasikleşmiş eseri Tenin Gözleri'nde başlayan keşiflerini duygu ve hayalgücünün, zekâ ve yapımın, teori ve hayatın karşılıklı etkileşimlerini daha da derinlemesine araştırarak sürdürüyor ve sanatın ve mimarinin görevlerini sağlam temellere dayanan insani hakikatler aracılığıyla bir kez daha yeniden tanımlıyor.
Juhani Pallasmaa, Düşünen El'de insan elinin mucizevi potansiyelini ortaya koyuyor. Sanatçı ya da mimarın elindeki kalemin nasıl olup da tahayyül eden zihin ile ortaya çıkan imge arasındaki köprü haline geldiğini gösteriyor. Kitap, elin çoklu mahiyetini, biyolojik evrimini ve kültürün şekillenmesindeki rolünü inceleyerek el-alet birliğinin ve göz-el-zihin bileşiminin el becerisi için özsel olduğunu ve nihayetinde bedenin ve duyuların hafıza ve yaratıcı çalışmalarda çok önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Pallasmaa, artık klasikleşmiş eseri Tenin Gözleri'nde başlayan keşiflerini duygu ve hayalgücünün, zekâ ve yapımın, teori ve hayatın karşılıklı etkileşimlerini daha da derinlemesine araştırarak sürdürüyor ve sanatın ve mimarinin görevlerini sağlam temellere dayanan insani hakikatler aracılığıyla bir kez daha yeniden tanımlıyor.
Sanal ve görsel olana emsalsiz bir şekilde vurgu yapan günümüzün küresel ağ-tabanlı kültüründe zihin ve beden birbirinden kopmuş ve nihayetinde bağlantısız hale gelmiştir. Fiziksel görünüş, cinsel çekicilik ve sosyal kimlik nedeniyle idolleştirilse de bedenin fiziksel dünyayı ve insanlık durumunu tam olarak anlamada oynadığı rol ihmal edilmektedir. İnsan bedeninin bilen bir varlık olarak potansiyeli –tüm duyularımız ve bedensel işlevlerimiz dilsiz bilgiyi birlikte üretmek ve sürdürmek üzere yapılandırılmışken– fark edilememektedir. Sanatsal çalışma ve zanaatkârlık ancak zihin ve bedenin birliğiyle tam anlamıyla gerçekleştirilebilir. Yazma ve düşünme gibi, genellikle sadece düşünsel nitelikte olduğu kabul edilen çabalar bile bu zihin ve el becerilerinin birleşimine bağlıdır.
Juhani Pallasmaa, Düşünen El'de insan elinin mucizevi potansiyelini ortaya koyuyor. Sanatçı ya da mimarın elindeki kalemin nasıl olup da tahayyül eden zihin ile ortaya çıkan imge arasındaki köprü haline geldiğini gösteriyor. Kitap, elin çoklu mahiyetini, biyolojik evrimini ve kültürün şekillenmesindeki rolünü inceleyerek el-alet birliğinin ve göz-el-zihin bileşiminin el becerisi için özsel olduğunu ve nihayetinde bedenin ve duyuların hafıza ve yaratıcı çalışmalarda çok önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Pallasmaa, artık klasikleşmiş eseri Tenin Gözleri'nde başlayan keşiflerini duygu ve hayalgücünün, zekâ ve yapımın, teori ve hayatın karşılıklı etkileşimlerini daha da derinlemesine araştırarak sürdürüyor ve sanatın ve mimarinin görevlerini sağlam temellere dayanan insani hakikatler aracılığıyla bir kez daha yeniden tanımlıyor.
Juhani Pallasmaa, Düşünen El'de insan elinin mucizevi potansiyelini ortaya koyuyor. Sanatçı ya da mimarın elindeki kalemin nasıl olup da tahayyül eden zihin ile ortaya çıkan imge arasındaki köprü haline geldiğini gösteriyor. Kitap, elin çoklu mahiyetini, biyolojik evrimini ve kültürün şekillenmesindeki rolünü inceleyerek el-alet birliğinin ve göz-el-zihin bileşiminin el becerisi için özsel olduğunu ve nihayetinde bedenin ve duyuların hafıza ve yaratıcı çalışmalarda çok önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Pallasmaa, artık klasikleşmiş eseri Tenin Gözleri'nde başlayan keşiflerini duygu ve hayalgücünün, zekâ ve yapımın, teori ve hayatın karşılıklı etkileşimlerini daha da derinlemesine araştırarak sürdürüyor ve sanatın ve mimarinin görevlerini sağlam temellere dayanan insani hakikatler aracılığıyla bir kez daha yeniden tanımlıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.