#smrgKİTABEVİ Ferdi ve Şürekası - 2025
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6259745312
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
183
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,50
Havale/EFT ile:
181,88
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199024358
410454
https://www.simurgkitabevi.com/ferdi-ve-surekasi-2025-1
Ferdi ve Şürekası - 2025 #smrgKİTABEVİ
187.50
“Hasan Tahsin Efendi tahattur ettiği manzarayı görmemek istiyormuşçasına ellerini gözlerine tuttu:
— Ah, o gece o hâli göreydiniz! Bunu size bin kere naklettim. Fakat mümkün değil fikrinizde o hâle şebîh bir şey tasvir edemeyeceğim. Yanmış bir ev… Ateş içinde tüten enkaz altında kalmış bir servet… On sekiz yaşında yanmış bir genç gelin… Deli olmuş bir adam… Ferdi o hâli görmek istemişti. Kızının yanına getirdiler. Bir ona bir de evine bakıyordu. O mutantan evin şu bir yığın ateşten, o güzel kızın o yaralar içinde vücuttan ibaret olduğuna inanamıyordu. Ağlamak istiyordu, ağlayamıyordu. Karşısında İsmail Tayfur çirkin, korkunç, kesik kesik bir kahkaha ile gülüyor, mütemadiyen gülüyordu…”
Halid Ziya Uşaklıgil'in İzmir'de yayınladığı dördüncü ve son romanı olan Ferdi ve Şürekâsı, ilk olarak 1892 yılında Hizmet gazetesinde tefrika edilir. 1895 yılında ise kitap olarak basılır. Daha sonra 1908 yılında Mehmet Rauf tarafından çıkarılan Mehasin dergisinde üç perdelik piyes hâlinde yayımlanır. Yirmi bir bölümden oluşan romanın teması maddi imkân ve imkânsızlık çatışması üzerine kuruludur. Devrin duyuş ve düşünüş tarzını üslûbu, anlatış biçimi ve dili ile veren önemli bir eserdir.
— Ah, o gece o hâli göreydiniz! Bunu size bin kere naklettim. Fakat mümkün değil fikrinizde o hâle şebîh bir şey tasvir edemeyeceğim. Yanmış bir ev… Ateş içinde tüten enkaz altında kalmış bir servet… On sekiz yaşında yanmış bir genç gelin… Deli olmuş bir adam… Ferdi o hâli görmek istemişti. Kızının yanına getirdiler. Bir ona bir de evine bakıyordu. O mutantan evin şu bir yığın ateşten, o güzel kızın o yaralar içinde vücuttan ibaret olduğuna inanamıyordu. Ağlamak istiyordu, ağlayamıyordu. Karşısında İsmail Tayfur çirkin, korkunç, kesik kesik bir kahkaha ile gülüyor, mütemadiyen gülüyordu…”
Halid Ziya Uşaklıgil'in İzmir'de yayınladığı dördüncü ve son romanı olan Ferdi ve Şürekâsı, ilk olarak 1892 yılında Hizmet gazetesinde tefrika edilir. 1895 yılında ise kitap olarak basılır. Daha sonra 1908 yılında Mehmet Rauf tarafından çıkarılan Mehasin dergisinde üç perdelik piyes hâlinde yayımlanır. Yirmi bir bölümden oluşan romanın teması maddi imkân ve imkânsızlık çatışması üzerine kuruludur. Devrin duyuş ve düşünüş tarzını üslûbu, anlatış biçimi ve dili ile veren önemli bir eserdir.
“Hasan Tahsin Efendi tahattur ettiği manzarayı görmemek istiyormuşçasına ellerini gözlerine tuttu:
— Ah, o gece o hâli göreydiniz! Bunu size bin kere naklettim. Fakat mümkün değil fikrinizde o hâle şebîh bir şey tasvir edemeyeceğim. Yanmış bir ev… Ateş içinde tüten enkaz altında kalmış bir servet… On sekiz yaşında yanmış bir genç gelin… Deli olmuş bir adam… Ferdi o hâli görmek istemişti. Kızının yanına getirdiler. Bir ona bir de evine bakıyordu. O mutantan evin şu bir yığın ateşten, o güzel kızın o yaralar içinde vücuttan ibaret olduğuna inanamıyordu. Ağlamak istiyordu, ağlayamıyordu. Karşısında İsmail Tayfur çirkin, korkunç, kesik kesik bir kahkaha ile gülüyor, mütemadiyen gülüyordu…”
Halid Ziya Uşaklıgil'in İzmir'de yayınladığı dördüncü ve son romanı olan Ferdi ve Şürekâsı, ilk olarak 1892 yılında Hizmet gazetesinde tefrika edilir. 1895 yılında ise kitap olarak basılır. Daha sonra 1908 yılında Mehmet Rauf tarafından çıkarılan Mehasin dergisinde üç perdelik piyes hâlinde yayımlanır. Yirmi bir bölümden oluşan romanın teması maddi imkân ve imkânsızlık çatışması üzerine kuruludur. Devrin duyuş ve düşünüş tarzını üslûbu, anlatış biçimi ve dili ile veren önemli bir eserdir.
— Ah, o gece o hâli göreydiniz! Bunu size bin kere naklettim. Fakat mümkün değil fikrinizde o hâle şebîh bir şey tasvir edemeyeceğim. Yanmış bir ev… Ateş içinde tüten enkaz altında kalmış bir servet… On sekiz yaşında yanmış bir genç gelin… Deli olmuş bir adam… Ferdi o hâli görmek istemişti. Kızının yanına getirdiler. Bir ona bir de evine bakıyordu. O mutantan evin şu bir yığın ateşten, o güzel kızın o yaralar içinde vücuttan ibaret olduğuna inanamıyordu. Ağlamak istiyordu, ağlayamıyordu. Karşısında İsmail Tayfur çirkin, korkunç, kesik kesik bir kahkaha ile gülüyor, mütemadiyen gülüyordu…”
Halid Ziya Uşaklıgil'in İzmir'de yayınladığı dördüncü ve son romanı olan Ferdi ve Şürekâsı, ilk olarak 1892 yılında Hizmet gazetesinde tefrika edilir. 1895 yılında ise kitap olarak basılır. Daha sonra 1908 yılında Mehmet Rauf tarafından çıkarılan Mehasin dergisinde üç perdelik piyes hâlinde yayımlanır. Yirmi bir bölümden oluşan romanın teması maddi imkân ve imkânsızlık çatışması üzerine kuruludur. Devrin duyuş ve düşünüş tarzını üslûbu, anlatış biçimi ve dili ile veren önemli bir eserdir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.