#smrgKİTABEVİ Hayal Ağacım Erguvan - 2025
Editör:
Ezgi Hotalak
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9751048417
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
178,50
Havale/EFT ile:
173,15
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242393
629592
https://www.simurgkitabevi.com/hayal-agacim-erguvan-2025
Hayal Ağacım Erguvan - 2025 #smrgKİTABEVİ
178.50
Bir Zeki Müren sesinde mesela, “Mesut Bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz,” dediği zaman gözlerimiz nemleniyor olabilir mi? Veya Şenay, “Şu dünyadaki en mutlu kişi, mutluluk verendir,” diye süzülse kalbimize, içimizdeki küs çocuk duyup da gelir mi dersiniz? Özlediğimiz kokular sonra... Leylak, lavanta, naftalin, tütün kolonyası, az önce mangal ateşinden alınmış bir fincan kahve, taze biçilmiş çimen, turşu suyu, tavada kızaran köfte, mis gibi Arap sabunu, nane yaprağı, kıyılmış dereotu, eski bir kitabın sayfaları... Ya da sayfaları sararmış bir mektup mesela, bir dizecik şiir, bir kenarı oyalı mendil, bir gözlük, bir kalem, bir tespih, bir anı, geçmişe sizi sevgiyle sımsıkı, güvenle bağlayan... İçinizdeki o çocuk, kaygılara boğulup duvarlara çarpa çarpa “Beni eve götür,” diye bağırdığı zaman işte gideceğiniz güvenli yuva orası. Bir nefesle dünyaya geldik, bir nefesle de gideceğiz. O iki nefes arasındaki süreyi kâbusa mı çeviriyoruz, yoksa şölen gibi mi yaşıyoruz, aslında bizim elimizde. Herkes yaşamasına yaşar, ölmesine ölür de kalpten kalbe akışmak her babayiğidin harcı değil. Onu bir denesek mi? Ne de olsa yol da burası, ev de burası.
Bir Zeki Müren sesinde mesela, “Mesut Bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz,” dediği zaman gözlerimiz nemleniyor olabilir mi? Veya Şenay, “Şu dünyadaki en mutlu kişi, mutluluk verendir,” diye süzülse kalbimize, içimizdeki küs çocuk duyup da gelir mi dersiniz? Özlediğimiz kokular sonra... Leylak, lavanta, naftalin, tütün kolonyası, az önce mangal ateşinden alınmış bir fincan kahve, taze biçilmiş çimen, turşu suyu, tavada kızaran köfte, mis gibi Arap sabunu, nane yaprağı, kıyılmış dereotu, eski bir kitabın sayfaları... Ya da sayfaları sararmış bir mektup mesela, bir dizecik şiir, bir kenarı oyalı mendil, bir gözlük, bir kalem, bir tespih, bir anı, geçmişe sizi sevgiyle sımsıkı, güvenle bağlayan... İçinizdeki o çocuk, kaygılara boğulup duvarlara çarpa çarpa “Beni eve götür,” diye bağırdığı zaman işte gideceğiniz güvenli yuva orası. Bir nefesle dünyaya geldik, bir nefesle de gideceğiz. O iki nefes arasındaki süreyi kâbusa mı çeviriyoruz, yoksa şölen gibi mi yaşıyoruz, aslında bizim elimizde. Herkes yaşamasına yaşar, ölmesine ölür de kalpten kalbe akışmak her babayiğidin harcı değil. Onu bir denesek mi? Ne de olsa yol da burası, ev de burası.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.