#smrgKİTABEVİ Kampana - Söğüt Dalından Düdük 1 - 2025
Editör:
Orhan Suveren
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256157330
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
461
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
290,40
Havale/EFT ile:
281,69
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199243243
630484
https://www.simurgkitabevi.com/kampana-sogut-dalindan-duduk-1-2025
Kampana - Söğüt Dalından Düdük 1 - 2025 #smrgKİTABEVİ
290.40
Köy Enstitüleri, Aydınlığın Türküsü…
Bu ülkenin kaderini değiştirmek için yola çıkan bir avuç idealist öğretmenin aydınlık düşünün adıydı Köy Enstitüleri. Bu, sadece bir eğitim projesi değil, aynı zamanda çağdaşlaşma yolunda atılmış cesur bir adımdı.
Aksu Köy Enstitüsü, 1940 yılında çıkarılan bir yasa ile kurulmasına başlanan yirmi bir köy enstitüsünün ilklerinden biriydi. Köy Enstitüsü arazisinde, dağınık öbekler teşkil etmiş çocuk yaştaki kız ve erkek öğrenciler, uygulamalı karma eğitim görüyorlardı. Öğrenciler, özel olarak dikilmiş tulumları içerisinde hevesle çalışıyorlar ve bir yandan da yeni öğrendikleri ziraat marşını söylüyorlardı.
KAMPANA, ahşaptan yapılmış, yüksekçe bir platformda asılı, 60-70 cm boyunda çelik bir ray parçasına, demir bir çubukla vurularak nöbetçi bir öğrenci tarafından çalındığında, güçlü ses Enstitü'nün en ücra köşelerinden bile duyuluyordu.Yine böyle sıcak bir günde, 1942 yılında, AKSU KÖY ENSTİTÜSÜ tabelası önünde çekilen, bu kitabın kapağında yeralan fotoğraftaki, annesi ve ablaları ile birlikte görülen siyah elbiseli küçük (14) kız çocuğu, 1945 yılında yazarın babası ile evlenir ve bu kitaptaki anıların büyük kısmı Kampana sesi ve bu evlilikle anlamlanır.
Köy Enstitüleri, umudun toprağa ektiği çocuklar doğurdu… Bu kitapta, sessizce yok edilmeden önce, nice hayatları değiştiren bu büyük hayali, yazarın birinci dereceden tanıklıklarıyla, anılarıyla ve gözyaşlarıyla yeniden hatırlıyoruz…
Bu ülkenin kaderini değiştirmek için yola çıkan bir avuç idealist öğretmenin aydınlık düşünün adıydı Köy Enstitüleri. Bu, sadece bir eğitim projesi değil, aynı zamanda çağdaşlaşma yolunda atılmış cesur bir adımdı.
Aksu Köy Enstitüsü, 1940 yılında çıkarılan bir yasa ile kurulmasına başlanan yirmi bir köy enstitüsünün ilklerinden biriydi. Köy Enstitüsü arazisinde, dağınık öbekler teşkil etmiş çocuk yaştaki kız ve erkek öğrenciler, uygulamalı karma eğitim görüyorlardı. Öğrenciler, özel olarak dikilmiş tulumları içerisinde hevesle çalışıyorlar ve bir yandan da yeni öğrendikleri ziraat marşını söylüyorlardı.
KAMPANA, ahşaptan yapılmış, yüksekçe bir platformda asılı, 60-70 cm boyunda çelik bir ray parçasına, demir bir çubukla vurularak nöbetçi bir öğrenci tarafından çalındığında, güçlü ses Enstitü'nün en ücra köşelerinden bile duyuluyordu.Yine böyle sıcak bir günde, 1942 yılında, AKSU KÖY ENSTİTÜSÜ tabelası önünde çekilen, bu kitabın kapağında yeralan fotoğraftaki, annesi ve ablaları ile birlikte görülen siyah elbiseli küçük (14) kız çocuğu, 1945 yılında yazarın babası ile evlenir ve bu kitaptaki anıların büyük kısmı Kampana sesi ve bu evlilikle anlamlanır.
Köy Enstitüleri, umudun toprağa ektiği çocuklar doğurdu… Bu kitapta, sessizce yok edilmeden önce, nice hayatları değiştiren bu büyük hayali, yazarın birinci dereceden tanıklıklarıyla, anılarıyla ve gözyaşlarıyla yeniden hatırlıyoruz…
Köy Enstitüleri, Aydınlığın Türküsü…
Bu ülkenin kaderini değiştirmek için yola çıkan bir avuç idealist öğretmenin aydınlık düşünün adıydı Köy Enstitüleri. Bu, sadece bir eğitim projesi değil, aynı zamanda çağdaşlaşma yolunda atılmış cesur bir adımdı.
Aksu Köy Enstitüsü, 1940 yılında çıkarılan bir yasa ile kurulmasına başlanan yirmi bir köy enstitüsünün ilklerinden biriydi. Köy Enstitüsü arazisinde, dağınık öbekler teşkil etmiş çocuk yaştaki kız ve erkek öğrenciler, uygulamalı karma eğitim görüyorlardı. Öğrenciler, özel olarak dikilmiş tulumları içerisinde hevesle çalışıyorlar ve bir yandan da yeni öğrendikleri ziraat marşını söylüyorlardı.
KAMPANA, ahşaptan yapılmış, yüksekçe bir platformda asılı, 60-70 cm boyunda çelik bir ray parçasına, demir bir çubukla vurularak nöbetçi bir öğrenci tarafından çalındığında, güçlü ses Enstitü'nün en ücra köşelerinden bile duyuluyordu.Yine böyle sıcak bir günde, 1942 yılında, AKSU KÖY ENSTİTÜSÜ tabelası önünde çekilen, bu kitabın kapağında yeralan fotoğraftaki, annesi ve ablaları ile birlikte görülen siyah elbiseli küçük (14) kız çocuğu, 1945 yılında yazarın babası ile evlenir ve bu kitaptaki anıların büyük kısmı Kampana sesi ve bu evlilikle anlamlanır.
Köy Enstitüleri, umudun toprağa ektiği çocuklar doğurdu… Bu kitapta, sessizce yok edilmeden önce, nice hayatları değiştiren bu büyük hayali, yazarın birinci dereceden tanıklıklarıyla, anılarıyla ve gözyaşlarıyla yeniden hatırlıyoruz…
Bu ülkenin kaderini değiştirmek için yola çıkan bir avuç idealist öğretmenin aydınlık düşünün adıydı Köy Enstitüleri. Bu, sadece bir eğitim projesi değil, aynı zamanda çağdaşlaşma yolunda atılmış cesur bir adımdı.
Aksu Köy Enstitüsü, 1940 yılında çıkarılan bir yasa ile kurulmasına başlanan yirmi bir köy enstitüsünün ilklerinden biriydi. Köy Enstitüsü arazisinde, dağınık öbekler teşkil etmiş çocuk yaştaki kız ve erkek öğrenciler, uygulamalı karma eğitim görüyorlardı. Öğrenciler, özel olarak dikilmiş tulumları içerisinde hevesle çalışıyorlar ve bir yandan da yeni öğrendikleri ziraat marşını söylüyorlardı.
KAMPANA, ahşaptan yapılmış, yüksekçe bir platformda asılı, 60-70 cm boyunda çelik bir ray parçasına, demir bir çubukla vurularak nöbetçi bir öğrenci tarafından çalındığında, güçlü ses Enstitü'nün en ücra köşelerinden bile duyuluyordu.Yine böyle sıcak bir günde, 1942 yılında, AKSU KÖY ENSTİTÜSÜ tabelası önünde çekilen, bu kitabın kapağında yeralan fotoğraftaki, annesi ve ablaları ile birlikte görülen siyah elbiseli küçük (14) kız çocuğu, 1945 yılında yazarın babası ile evlenir ve bu kitaptaki anıların büyük kısmı Kampana sesi ve bu evlilikle anlamlanır.
Köy Enstitüleri, umudun toprağa ektiği çocuklar doğurdu… Bu kitapta, sessizce yok edilmeden önce, nice hayatları değiştiren bu büyük hayali, yazarın birinci dereceden tanıklıklarıyla, anılarıyla ve gözyaşlarıyla yeniden hatırlıyoruz…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.