#smrgSAHAF Kitaplar Arasında 44 Yıl: Muzaffer Gökman'ın Anıları, Gözlemleri ve Eleştirileri - 1977

Hazırlayan:
Remzi Kırık
Stok Kodu:
1199036180
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
382 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1977
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199036180
422267
Kitaplar Arasında 44 Yıl: Muzaffer Gökman'ın Anıları, Gözlemleri ve Eleştirileri -        1977
Kitaplar Arasında 44 Yıl: Muzaffer Gökman'ın Anıları, Gözlemleri ve Eleştirileri - 1977 #smrgSAHAF
0.00
Kitaplar Arasında 44 Yıl. Muzaffer Gökman'ın anıları eleştirileri ve gözlemleri. Yayına hazırlayan: Remzi Kırık. Önsöz: Cavit Orhan Tütengil. Anladığım kadarıyla kitabı yazan Remzi Kırık. Ama kalemi bazan Gökman oluyor, bazan Kırık'ın bizzat kendisi. Arada hiç ayırıcı ifade yok. Hocam deyince Kırık'ın yazdığını anlıyorsunuz, ama devamında hiç açıklama yapılmadan Gökman konuşmuş oluveriyor. Fakat emin olmak için kafa patlatmak gerekiyor, birinci şahısla anlatılıyor, anlatan Kırık mı, Gökman mı? - Yahya Erdem

Kütüphaneden Muzaffer Gökman geçti

İstanbul Beyazıt Kütüphanesi gibi bir hazineyi yıllar boyunca klasik devlet memurluğundan çok uzakta idare etmişti.

Muzaffer Gökman ismine ilk ne zaman tesadüf eyledim, pek hatırlamıyorum. Gazetelerin, dergilerin sararan sayfaları arasında dolaşarak, bizim kuşağın zahmete girmesine hiç gerek yok; hemen söylemeliyim ki, bir kitap delisi olarak Gökman, memuriyetin kaba, hantal kırtasiyeciliği arasında sessiz, sakin bir hayat sürmüş ademoğullarından biri. Önemli bir kurumun yöneticisi olmakla birlikte, laik bir devletin, laik bir gazetesinde İslâm'ın nurlu yolunu yazabilecek kadar da gözü kara bir leventtir aynı zamanda. Fakat zaman dediğimiz arsız tüccar, ulvi güzelliklerin üzerine gerdiği geçmiş zaman tülünü kısa aralıklarla da olsa hatıra getiriyor.

Kitaplarla 44 yılMuzaffer Gökman, Kitaplar Arasında 44 Yıl

İstanbul Beyazıt Kütüphanesi eski müdürü Muzaffer Gökman'ın eserlerinin yeni baskılarından haberdar değilim. Fakat elimde bulunan ‘Kitaplar Arasında 44 Yıl' isimli kitabının yeni baskısının bulunmadığından eminim. Aslında Gökman'ın memuriyeti, kitap üzerinden adlı adınca bir anılar yumağı olarak okunmaktadır. Beyazıt Kütüphanesi'nin müdürü olarak üzerinde duran memuriyet, günümüzde artık kanıksanmış bir hal alan klasik devlet enstrümanı arasında bulunmanın ötesinde bir anlayıştır. Çünkü Gökman'ın 1933 tarihinde başlayan görevi 1977'de noktalanırken, şartlar ve sağlığı müsait olmasına rağmen, kendi ifadesiyle söylersek, ‘pehlivan minderi ne zaman terk edeceğini bilmeli!'

Kütüphanecilik önemli bir iş

Türkiye'de kütüphanecilik konusunda engin bilgi ve tecrübesiyle yeni bir anlayışın öncülerinden olan Gökman, yeni bilimsel yöntem ve tekniklerin uygulayıcısı olarak da hatırlanmaktadır. Pazar Postası'nda konu ile ilgili olarak Muharrem Mercanlı'nın kaleme aldığı yazı kütüphaneciliğin dönemi içerisinde kat ettiği mesafeyi göstermesi bakımından önem taşımaktadır: “…1946-1956 yılları arası gelecekte, kütüphaneciliğimizin rönesansı olarak tetkik ve tahlil edilecektir. Milli Kütüphane bu devrede kurulmuştur. Kütüphaneciler dernekleri, kütüphanecilik dergileri… Kütüphanelerde geniş bir restorasyon, tamir ve ıslah hareketi. Cilt atelyeleri, mikrofilm ve fotokopi servisleri, standart ölçüde fişlerle kataloglar. Avrupa ve Amerika'ya çok sayıda kütüphaneci gönderilmesi, kütüphanelerimizi tetkik için Amerika'dan uzman getirilmesi, kütüphanelerimizde kısa sürelerle yabancı uzman çalıştırılması… Ve nihayet kütüphaneciliğin bir meslek olarak tanınması vb. son on yılın hareket ve başarılarındandır.”

Bu anıları bulmak kolay değil ama...

Bu tespitlerin yapıldığı zaman dilimi, Cumhuriyet Türkiye'sinin ilk çeyreğini işaret etmesi bakımından bir anlam taşıyabilir. Oysa değişen hayat içerisinde kütüphane ve kütüphanecilik kavramı, nasıl denir, sanki iğreti bir sözlüğün içinden düşen kelimeler olarak alabildiğine garip durmaktadırlar. Çünkü modernizmin sorgulamaksızın bedenlerimize giydirdiği mega, ultra, hiper, süper teklifler, yönümüzü kitap yerine kapitalist düşlere çeviren yanlış bakış ve yorumlayış ameliyeleri neticesinde kabul görür oldu. İşte bu tekliflerin karşısında duran kitap olarak Remzi Kırık'ın yayına hazırladığı, Muzaffer Gökman'ın anıları, gözlemleri ve eleştirilerini barındıran ‘Kitaplar Arasında 44 Yıl', bir sevdanın akademik yönüyle birlikte, çoğu zaman trajik hallerini gün yüzüne çıkarmış olması bakımından da önemlidir. Kitap aşkının nasıl bir ‘dert' olduğunu öğrenmek ve bir ömür bu derdin geçirdiği evreleri yakından görmek isteyecekler için bir acı haber; kitabın yeni baskısını bulabilene aşk olsun; ilk baskıyı bulmak ise özel yetenek işi olsa gerek! Unutmadan, kitabın 1977 yılında ve Eğitim-Öğrenci Yayınları arasından çıktığını da belirtmiş olalım. - Arif Akçalı

Kitaplar Arasında 44 Yıl. Muzaffer Gökman'ın anıları eleştirileri ve gözlemleri. Yayına hazırlayan: Remzi Kırık. Önsöz: Cavit Orhan Tütengil. Anladığım kadarıyla kitabı yazan Remzi Kırık. Ama kalemi bazan Gökman oluyor, bazan Kırık'ın bizzat kendisi. Arada hiç ayırıcı ifade yok. Hocam deyince Kırık'ın yazdığını anlıyorsunuz, ama devamında hiç açıklama yapılmadan Gökman konuşmuş oluveriyor. Fakat emin olmak için kafa patlatmak gerekiyor, birinci şahısla anlatılıyor, anlatan Kırık mı, Gökman mı? - Yahya Erdem

Kütüphaneden Muzaffer Gökman geçti

İstanbul Beyazıt Kütüphanesi gibi bir hazineyi yıllar boyunca klasik devlet memurluğundan çok uzakta idare etmişti.

Muzaffer Gökman ismine ilk ne zaman tesadüf eyledim, pek hatırlamıyorum. Gazetelerin, dergilerin sararan sayfaları arasında dolaşarak, bizim kuşağın zahmete girmesine hiç gerek yok; hemen söylemeliyim ki, bir kitap delisi olarak Gökman, memuriyetin kaba, hantal kırtasiyeciliği arasında sessiz, sakin bir hayat sürmüş ademoğullarından biri. Önemli bir kurumun yöneticisi olmakla birlikte, laik bir devletin, laik bir gazetesinde İslâm'ın nurlu yolunu yazabilecek kadar da gözü kara bir leventtir aynı zamanda. Fakat zaman dediğimiz arsız tüccar, ulvi güzelliklerin üzerine gerdiği geçmiş zaman tülünü kısa aralıklarla da olsa hatıra getiriyor.

Kitaplarla 44 yılMuzaffer Gökman, Kitaplar Arasında 44 Yıl

İstanbul Beyazıt Kütüphanesi eski müdürü Muzaffer Gökman'ın eserlerinin yeni baskılarından haberdar değilim. Fakat elimde bulunan ‘Kitaplar Arasında 44 Yıl' isimli kitabının yeni baskısının bulunmadığından eminim. Aslında Gökman'ın memuriyeti, kitap üzerinden adlı adınca bir anılar yumağı olarak okunmaktadır. Beyazıt Kütüphanesi'nin müdürü olarak üzerinde duran memuriyet, günümüzde artık kanıksanmış bir hal alan klasik devlet enstrümanı arasında bulunmanın ötesinde bir anlayıştır. Çünkü Gökman'ın 1933 tarihinde başlayan görevi 1977'de noktalanırken, şartlar ve sağlığı müsait olmasına rağmen, kendi ifadesiyle söylersek, ‘pehlivan minderi ne zaman terk edeceğini bilmeli!'

Kütüphanecilik önemli bir iş

Türkiye'de kütüphanecilik konusunda engin bilgi ve tecrübesiyle yeni bir anlayışın öncülerinden olan Gökman, yeni bilimsel yöntem ve tekniklerin uygulayıcısı olarak da hatırlanmaktadır. Pazar Postası'nda konu ile ilgili olarak Muharrem Mercanlı'nın kaleme aldığı yazı kütüphaneciliğin dönemi içerisinde kat ettiği mesafeyi göstermesi bakımından önem taşımaktadır: “…1946-1956 yılları arası gelecekte, kütüphaneciliğimizin rönesansı olarak tetkik ve tahlil edilecektir. Milli Kütüphane bu devrede kurulmuştur. Kütüphaneciler dernekleri, kütüphanecilik dergileri… Kütüphanelerde geniş bir restorasyon, tamir ve ıslah hareketi. Cilt atelyeleri, mikrofilm ve fotokopi servisleri, standart ölçüde fişlerle kataloglar. Avrupa ve Amerika'ya çok sayıda kütüphaneci gönderilmesi, kütüphanelerimizi tetkik için Amerika'dan uzman getirilmesi, kütüphanelerimizde kısa sürelerle yabancı uzman çalıştırılması… Ve nihayet kütüphaneciliğin bir meslek olarak tanınması vb. son on yılın hareket ve başarılarındandır.”

Bu anıları bulmak kolay değil ama...

Bu tespitlerin yapıldığı zaman dilimi, Cumhuriyet Türkiye'sinin ilk çeyreğini işaret etmesi bakımından bir anlam taşıyabilir. Oysa değişen hayat içerisinde kütüphane ve kütüphanecilik kavramı, nasıl denir, sanki iğreti bir sözlüğün içinden düşen kelimeler olarak alabildiğine garip durmaktadırlar. Çünkü modernizmin sorgulamaksızın bedenlerimize giydirdiği mega, ultra, hiper, süper teklifler, yönümüzü kitap yerine kapitalist düşlere çeviren yanlış bakış ve yorumlayış ameliyeleri neticesinde kabul görür oldu. İşte bu tekliflerin karşısında duran kitap olarak Remzi Kırık'ın yayına hazırladığı, Muzaffer Gökman'ın anıları, gözlemleri ve eleştirilerini barındıran ‘Kitaplar Arasında 44 Yıl', bir sevdanın akademik yönüyle birlikte, çoğu zaman trajik hallerini gün yüzüne çıkarmış olması bakımından da önemlidir. Kitap aşkının nasıl bir ‘dert' olduğunu öğrenmek ve bir ömür bu derdin geçirdiği evreleri yakından görmek isteyecekler için bir acı haber; kitabın yeni baskısını bulabilene aşk olsun; ilk baskıyı bulmak ise özel yetenek işi olsa gerek! Unutmadan, kitabın 1977 yılında ve Eğitim-Öğrenci Yayınları arasından çıktığını da belirtmiş olalım. - Arif Akçalı

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat