#smrgKİTABEVİ Medusa'nın Bakışı : Mistisizmin Fizyonomisi - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6256201033
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
215
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Ayça Barut Bereket
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
210,00
Havale/EFT ile:
203,70
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241271
628468

https://www.simurgkitabevi.com/medusanin-bakisi-mistisizmin-fizyonomisi-2025
Medusa'nın Bakışı : Mistisizmin Fizyonomisi - 2025 #smrgKİTABEVİ
210.00
“Bakış”, yalnızca görmekle mi ilgilidir? Yoksa dünyayı kavrayışımızın, ona hükmetme arzumuzun, hakikatle aramıza koyduğumuz mesafenin bir aracı mı? László F. Földényi, Medusa'nın Bakışı ile bu soruların izini sürerken, Batı düşüncesinin üzerine inşa edildiği kökleri ve sınırları sorguluyor; mitolojiden felsefeye, romantik melankoliden modern sanata uzanan bu yolculukta, “bakış”ın anlamını, gücünü ve dehşetini derinleştiriyor. Medusa'nın lanetli gözleriyle taşa dönüşen bedenler, yalnızca bir mitin yankısı değil; bakışın donuklaştıran, donduran, ele geçiren kudretinin zamansız bir metaforu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu kitap, yalnızca “bakmanın iktidarı”nı değil, aynı zamanda onun yıkıcılığını/yokediciliğini de tartışıyor. “Bakmak”, anlamanın bir yolu mu, yoksa dünyayı kendi sınırlarımız içinde biçimlendirme çabamızın bir yansıması mı? Görmek, bir varoluş biçimi mi, yoksa kaybolmanın eşiği mi? Földenyi, Walter Benjamin'den Nietzsche'ye, Bataille'dan Dostoyevski'ye uzanan düşünsel bir hat içinde, bakmanının tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, yalnızca bakılanı/nesneleri değil, ruhu da dönüştürdüğünü gösteriyor. Görmenin tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, hakikatin yalnızca bilincin değil, bedenin de üzerinde kurduğu baskıyı açığa çıkarıyor. Földényi, hakikatin karşısında taş kesilmek ile ondan gözlerini kaçırmak arasında gidip gelen insan ruhunu, düşünsel bir gerilim içinde Medusa'nın Bakışı'nda ustalıkla resmediyor.
Bu kitap, yalnızca “bakmanın iktidarı”nı değil, aynı zamanda onun yıkıcılığını/yokediciliğini de tartışıyor. “Bakmak”, anlamanın bir yolu mu, yoksa dünyayı kendi sınırlarımız içinde biçimlendirme çabamızın bir yansıması mı? Görmek, bir varoluş biçimi mi, yoksa kaybolmanın eşiği mi? Földenyi, Walter Benjamin'den Nietzsche'ye, Bataille'dan Dostoyevski'ye uzanan düşünsel bir hat içinde, bakmanının tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, yalnızca bakılanı/nesneleri değil, ruhu da dönüştürdüğünü gösteriyor. Görmenin tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, hakikatin yalnızca bilincin değil, bedenin de üzerinde kurduğu baskıyı açığa çıkarıyor. Földényi, hakikatin karşısında taş kesilmek ile ondan gözlerini kaçırmak arasında gidip gelen insan ruhunu, düşünsel bir gerilim içinde Medusa'nın Bakışı'nda ustalıkla resmediyor.
“Bakış”, yalnızca görmekle mi ilgilidir? Yoksa dünyayı kavrayışımızın, ona hükmetme arzumuzun, hakikatle aramıza koyduğumuz mesafenin bir aracı mı? László F. Földényi, Medusa'nın Bakışı ile bu soruların izini sürerken, Batı düşüncesinin üzerine inşa edildiği kökleri ve sınırları sorguluyor; mitolojiden felsefeye, romantik melankoliden modern sanata uzanan bu yolculukta, “bakış”ın anlamını, gücünü ve dehşetini derinleştiriyor. Medusa'nın lanetli gözleriyle taşa dönüşen bedenler, yalnızca bir mitin yankısı değil; bakışın donuklaştıran, donduran, ele geçiren kudretinin zamansız bir metaforu olarak karşımıza çıkıyor.
Bu kitap, yalnızca “bakmanın iktidarı”nı değil, aynı zamanda onun yıkıcılığını/yokediciliğini de tartışıyor. “Bakmak”, anlamanın bir yolu mu, yoksa dünyayı kendi sınırlarımız içinde biçimlendirme çabamızın bir yansıması mı? Görmek, bir varoluş biçimi mi, yoksa kaybolmanın eşiği mi? Földenyi, Walter Benjamin'den Nietzsche'ye, Bataille'dan Dostoyevski'ye uzanan düşünsel bir hat içinde, bakmanının tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, yalnızca bakılanı/nesneleri değil, ruhu da dönüştürdüğünü gösteriyor. Görmenin tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, hakikatin yalnızca bilincin değil, bedenin de üzerinde kurduğu baskıyı açığa çıkarıyor. Földényi, hakikatin karşısında taş kesilmek ile ondan gözlerini kaçırmak arasında gidip gelen insan ruhunu, düşünsel bir gerilim içinde Medusa'nın Bakışı'nda ustalıkla resmediyor.
Bu kitap, yalnızca “bakmanın iktidarı”nı değil, aynı zamanda onun yıkıcılığını/yokediciliğini de tartışıyor. “Bakmak”, anlamanın bir yolu mu, yoksa dünyayı kendi sınırlarımız içinde biçimlendirme çabamızın bir yansıması mı? Görmek, bir varoluş biçimi mi, yoksa kaybolmanın eşiği mi? Földenyi, Walter Benjamin'den Nietzsche'ye, Bataille'dan Dostoyevski'ye uzanan düşünsel bir hat içinde, bakmanının tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, yalnızca bakılanı/nesneleri değil, ruhu da dönüştürdüğünü gösteriyor. Görmenin tanrısal ve tekinsiz doğasına eğilirken, hakikatin yalnızca bilincin değil, bedenin de üzerinde kurduğu baskıyı açığa çıkarıyor. Földényi, hakikatin karşısında taş kesilmek ile ondan gözlerini kaçırmak arasında gidip gelen insan ruhunu, düşünsel bir gerilim içinde Medusa'nın Bakışı'nda ustalıkla resmediyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.