#smrgKİTABEVİ Mustafa Kemal'in Türkiye'si 1920 - 2025

Editör:
Kapak Tasarım:
Abdullatif Uğurdıkan
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6253832568
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199251196
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
92,30
Havale/EFT ile: 89,53
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199251196
638194
Mustafa Kemal'in Türkiye'si 1920 -        2025
Mustafa Kemal'in Türkiye'si 1920 - 2025 #smrgKİTABEVİ
92.30
Mustafa Kemal'in Türkiye'si, erken Cumhuriyet dönemine ilişkin dış kaynaklı gözlemler yapan bir yazarın yaklaşımıyla öne çıkar.
Eser, 1918–1925 yılları arasında Türkiye'nin siyasal, toplumsal ve kültürel dönüşümünü, Avrupa merkezli oryantalist söylemlerden farklı bir analitik çerçeveye oturtur. Melia, Türkiye'yi “Doğu–Batı ayrımının kesişim noktasında yer alan” bir modernleşme laboratuvarı olarak ele alır; incelemesini ise kişisel övgü veya ideolojik eleştiriden uzak, gözleme dayalı bir yöntemle yürütür.
Melia'ya göre Türkiye'nin modernleşme süreci, dışsal etkilerle biçimlenen bir “Batılılaşma” değil, kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan bir yeniden yapılanmadır. Eğitim, hukuk, ordu, diplomasi ve ekonomi alanlarındaki dönüşümler, toplumsal yapının kendi evrim süreci içinde açıklanır.
Eserde, savaş ve direniş yıllarının ardından kurumsallaşan yeni devletin oluşumu, askeri başarılarla sınırlı kalmayan, aynı zamanda düşünsel ve idari bir yeniden kuruluş süreci olarak tanımlanır. Melia'nın anlatısı, Türkiye'nin Avrupa diplomasisiyle kurduğu ilişkileri, yeni devletin uluslararası konumunu ve Lozan sonrası denge arayışlarını da geniş bir jeopolitik bağlamda konu edinir. Türkiye, onun gözünde ne tamamen Doğulu ne de bütünüyle Batılıdır.
Mustafa Kemal'in Türkiye'si, erken Cumhuriyet dönemine ilişkin dış kaynaklı gözlemler yapan bir yazarın yaklaşımıyla öne çıkar.
Eser, 1918–1925 yılları arasında Türkiye'nin siyasal, toplumsal ve kültürel dönüşümünü, Avrupa merkezli oryantalist söylemlerden farklı bir analitik çerçeveye oturtur. Melia, Türkiye'yi “Doğu–Batı ayrımının kesişim noktasında yer alan” bir modernleşme laboratuvarı olarak ele alır; incelemesini ise kişisel övgü veya ideolojik eleştiriden uzak, gözleme dayalı bir yöntemle yürütür.
Melia'ya göre Türkiye'nin modernleşme süreci, dışsal etkilerle biçimlenen bir “Batılılaşma” değil, kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan bir yeniden yapılanmadır. Eğitim, hukuk, ordu, diplomasi ve ekonomi alanlarındaki dönüşümler, toplumsal yapının kendi evrim süreci içinde açıklanır.
Eserde, savaş ve direniş yıllarının ardından kurumsallaşan yeni devletin oluşumu, askeri başarılarla sınırlı kalmayan, aynı zamanda düşünsel ve idari bir yeniden kuruluş süreci olarak tanımlanır. Melia'nın anlatısı, Türkiye'nin Avrupa diplomasisiyle kurduğu ilişkileri, yeni devletin uluslararası konumunu ve Lozan sonrası denge arayışlarını da geniş bir jeopolitik bağlamda konu edinir. Türkiye, onun gözünde ne tamamen Doğulu ne de bütünüyle Batılıdır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat