Gündelik yaşamın ezici zorunluluklarından kurtulup, sonsuz güçlere ulaşmak için, Faust gibi, şeytanla anlaşma yaptı. Benliğini sürgüne gönderdi. Ruhunu sattı. Kendine yabancılaştı. Kendini, benliğini, doğallığnı, özünü kaybetti. Kendi yarattığı mekanik, robotsu dünyanın mekanik bir parçası oldu. Oysa, içinde sonsuz güzellikler barındıran bir evren vardı. Bir 'gerçek özü' vardı.
'Gelişmek, çiçeklenmek isteyen, ister sevinç, özlem, sevgi olsun, ister öfke, korku, mutsuzluk olsun, duyguların kendiliğindenliğini besleyen, kendi duygu vedüşüncelerinden hoşnut kalan ya da karşı çıkan, benimseyen ya da yadsıyan, evet ya da hayır diyen kendiliğindenlik tepkileri üreten ve böylece yaratıcı, kendisiyle ve dünyayla barışık, kendi sorumluluğunu üstlenen bir birey olmasını sağlayabilecek olan gerçek özü vardı.
Horney, derin felsefi yaklaşımıyla bu kitabında, 'Gerçek özümüz sürgünden dönebilir. Yeterli arzu ve çabayla benliğimizi bulup yine kendimiz olabiliriz, ' diyor. (Arka Kapak)
Gündelik yaşamın ezici zorunluluklarından kurtulup, sonsuz güçlere ulaşmak için, Faust gibi, şeytanla anlaşma yaptı. Benliğini sürgüne gönderdi. Ruhunu sattı. Kendine yabancılaştı. Kendini, benliğini, doğallığnı, özünü kaybetti. Kendi yarattığı mekanik, robotsu dünyanın mekanik bir parçası oldu. Oysa, içinde sonsuz güzellikler barındıran bir evren vardı. Bir 'gerçek özü' vardı.
'Gelişmek, çiçeklenmek isteyen, ister sevinç, özlem, sevgi olsun, ister öfke, korku, mutsuzluk olsun, duyguların kendiliğindenliğini besleyen, kendi duygu vedüşüncelerinden hoşnut kalan ya da karşı çıkan, benimseyen ya da yadsıyan, evet ya da hayır diyen kendiliğindenlik tepkileri üreten ve böylece yaratıcı, kendisiyle ve dünyayla barışık, kendi sorumluluğunu üstlenen bir birey olmasını sağlayabilecek olan gerçek özü vardı.
Horney, derin felsefi yaklaşımıyla bu kitabında, 'Gerçek özümüz sürgünden dönebilir. Yeterli arzu ve çabayla benliğimizi bulup yine kendimiz olabiliriz, ' diyor. (Arka Kapak)