#smrgSAHAF Osmanlı Toplumunda Tasavvuf: Sûfiler, Devlet ve Ulema ( 17. Yüzyıl ) - 2007

Basıldığı Matbaa:
Enes Matbaacılık
ISBN-10:
9789757268321
Stok Kodu:
1199016070
Boyut:
18x26
Sayfa Sayısı:
579 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2007
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
0,00
1199016070
402195
Osmanlı Toplumunda Tasavvuf: Sûfiler, Devlet ve Ulema ( 17. Yüzyıl ) -        2007
Osmanlı Toplumunda Tasavvuf: Sûfiler, Devlet ve Ulema ( 17. Yüzyıl ) - 2007 #smrgSAHAF
0.00
Osmanlı'da tasavvuf sadece dini alanla alakalı bir olgu değil, devletin fikir, felsefe, mimari, şiir ve musiki başta olmak üzere bütün güzel sanatlarla hatta siyasi, içtimai, iktisadi, ilmi ve askeri alanla ilgili yönlendirmeler yapan bir düşünce ve hayat biçimi olmuştur.

Elinizdeki eser, Osmanlı kimliğini oluşturmada belki de en önemli paya sahip gönül mektepleri olan tekkeleri, mensuplarını ve bunların irfan, kültür ve sanat anlayışına tesirlerini konu edinmektedir. (Arka kapaktan) Dünya tarihi göz önünde bulundurulduğunda, Osmanlı Devleti, uzun müddet ayakta durabilmiş ender devletlerden biridir. Bunun sırrı, tarihin en kritik döneminde medeniyetlerin beşiği olan bir coğrafyada kurulmuş olan Osmanlı'nın, kurucusunun ve kuruluşunun temelindeki fikrî, manevî, sosyal, kültürel alt yapı ve temeli oluşturan en önemli unsurlardan biri olan tasavvufî düşünce ve aksiyondur. Osmanlı toplumunda, müesseselerinin yaygınlaşmasıyla tasavvuf, topluma nüfuz ederek, zihniyetlere tesir etmiş ve "yükselen değer"lerden biri olmuştur. Osmanlı bu manevî unsuru sosyal, kültürel, moral ve estetik yapılanmasında, ileriki dönemlerde adeta aslî bir unsur olarak kullanmıştır. Bu sebepten dolayı, Osmanlı'yı keşfetmenin en önemli yollarından biri de, toplumu ve müesseseleri üzerindeki derin etkileri bakımından tasavvufî düşünce ve aksiyonu yakından tanımak olacaktır. Abbâsîler döneminde sistemleşip olgunlaşan tasavvuf, Selçuklular döneminde kurumsallaşıp tarikatlar şeklinde ortaya çıkmıştır. Osmanlılar döneminde ise yaygınlaşarak toplumun bütün kesimlerini ve hayatın pek çok yönünü etkisi altına almıştır. Bu dönemde tasavvuf, devletin fikir, felsefe, mimarî, şiir ve musikî başta olmak üzere bütün güzel sanatlarla, hatta siyasî, içtimaî, iktisadî, ilmî ve askerî hayatla ilgili yönlendirmeler yapan bir düşünme ve yaşama tarzı olmuştur. Bu çalışma zaman olarak, XVII. yüzyılın esas alındığı bir zaman dilimini kapsamaktadır. Coğrafî sınır olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde bulunduğu Asya toprakları ile sınırlandırılmıştır. İstanbul'un Avrupa ve Çanakkale'nin Gelibolu yakası çalışmanın sınırlarına katılmıştır. (Tanıtım Bülteninden)

Osmanlı'da tasavvuf sadece dini alanla alakalı bir olgu değil, devletin fikir, felsefe, mimari, şiir ve musiki başta olmak üzere bütün güzel sanatlarla hatta siyasi, içtimai, iktisadi, ilmi ve askeri alanla ilgili yönlendirmeler yapan bir düşünce ve hayat biçimi olmuştur.

Elinizdeki eser, Osmanlı kimliğini oluşturmada belki de en önemli paya sahip gönül mektepleri olan tekkeleri, mensuplarını ve bunların irfan, kültür ve sanat anlayışına tesirlerini konu edinmektedir. (Arka kapaktan) Dünya tarihi göz önünde bulundurulduğunda, Osmanlı Devleti, uzun müddet ayakta durabilmiş ender devletlerden biridir. Bunun sırrı, tarihin en kritik döneminde medeniyetlerin beşiği olan bir coğrafyada kurulmuş olan Osmanlı'nın, kurucusunun ve kuruluşunun temelindeki fikrî, manevî, sosyal, kültürel alt yapı ve temeli oluşturan en önemli unsurlardan biri olan tasavvufî düşünce ve aksiyondur. Osmanlı toplumunda, müesseselerinin yaygınlaşmasıyla tasavvuf, topluma nüfuz ederek, zihniyetlere tesir etmiş ve "yükselen değer"lerden biri olmuştur. Osmanlı bu manevî unsuru sosyal, kültürel, moral ve estetik yapılanmasında, ileriki dönemlerde adeta aslî bir unsur olarak kullanmıştır. Bu sebepten dolayı, Osmanlı'yı keşfetmenin en önemli yollarından biri de, toplumu ve müesseseleri üzerindeki derin etkileri bakımından tasavvufî düşünce ve aksiyonu yakından tanımak olacaktır. Abbâsîler döneminde sistemleşip olgunlaşan tasavvuf, Selçuklular döneminde kurumsallaşıp tarikatlar şeklinde ortaya çıkmıştır. Osmanlılar döneminde ise yaygınlaşarak toplumun bütün kesimlerini ve hayatın pek çok yönünü etkisi altına almıştır. Bu dönemde tasavvuf, devletin fikir, felsefe, mimarî, şiir ve musikî başta olmak üzere bütün güzel sanatlarla, hatta siyasî, içtimaî, iktisadî, ilmî ve askerî hayatla ilgili yönlendirmeler yapan bir düşünme ve yaşama tarzı olmuştur. Bu çalışma zaman olarak, XVII. yüzyılın esas alındığı bir zaman dilimini kapsamaktadır. Coğrafî sınır olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin üzerinde bulunduğu Asya toprakları ile sınırlandırılmıştır. İstanbul'un Avrupa ve Çanakkale'nin Gelibolu yakası çalışmanın sınırlarına katılmıştır. (Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat