#smrgKİTABEVİ Politik Sosyoloji - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
15x23
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
Bursa
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
288,00
Havale/EFT ile:
279,36
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199249930
636923
https://www.simurgkitabevi.com/politik-sosyoloji-2025
Politik Sosyoloji - 2025 #smrgKİTABEVİ
288.00
Politik sosyolojinin temel araştırma nesnesi hiç şüphesiz ki iktidardır. Sosyal bilimlerde sorular her zaman cevaplardan daha önemli ve daha yönlendirici olmuştur. Bu sebepten iktidarı anlamaya çalışmak da iktidara ilişkin doğru soruları sormakla başlar. “İktidar nedir, iktidarın bir özü var mıdır, iktidar nasıl işler, toplumları kim yönetiyor, iktidar toplumda nasıl dağılmıştır ve tabii iktidar kolayca tanınabilen, teşhis edilebilen bir şey midir” vb. sorular bu bağlamda ele alınabilecek sorulardır. Dijitalleşen ve yapay zekâ ile şekillenen bir çağın eşiğinde, toplumsal ilişkiler ve politik yapılar radikal bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Artık yalnızca üretim ve iletişim biçimlerimiz değil; düşünme, öğrenme ve karar alma süreçlerimiz de teknolojik değişimlerin etkisi altında şekilleniyor. Birey ve toplum arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşırken, güç ilişkileri ve iktidar mekanizmaları da yeniden tartışılmayı bekliyor. Bu kitap, tam da bu noktada, politik sosyolojiyi dijital çağın ışığında yeniden yorumlamayı amaçlıyor. Marx ve Weber'in perspektifleri, Foucault'nun iktidar ve disiplin kavramı, Habermas'ın kamusal alan analizi ve Bourdieu'nün sermaye ile alan teorileri, hâlâ dijitalleşen toplumsal dinamikleri anlamak için bize ışık tutuyor. Ancak teorik çerçeveyi yalnızca kuramsal tartışmalarla sınırlamak yeterli değil; gerçek yaşamın ve kültürün bize sunduğu örneklerle bu kavramları somutlaştırmak gerekiyor. Örneğin, Fargo'nun kara mizah ile örülü adalet ve suç teması, küçük bir kasabada bile bireyin eylemlerinin toplumsal sonuçlarıyla nasıl çatışabileceğini gösteriyor: Marge Gunderson'un sakin ama kararlı adalet arayışı, politik ve toplumsal güç ilişkilerinin bireysel yaşam üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Breaking Bad ise, Walter White'ın kimliğini ve etik sınırlarını sorgularken, modern toplumda birey-toplum çatışmasının ve güç mücadelesinin bireysel düzlemde nasıl dramatik biçimde tezahür ettiğini gösteriyor. - “Ben tehlikede değilim Skyler, tehlike benim! Adamın biri çalan kapıyı açınca vuruluyor ve sen benim o adam olduğumu mu sanıyorsun? Hayır! Kapıyı tıklayanım ben!” (Walter White) “Hayvan krallığında azizlere yer yoktur. Sadece kahvaltı ve akşam yemeği vardır.” “Suyu şaraba çeviren bir adamı gördüklerinde Romalılar ne yaptılar?”(Fargo dizisinden replikler) “Hepimizin bedeninde iktidar vardır”. M. Foucault
Politik sosyolojinin temel araştırma nesnesi hiç şüphesiz ki iktidardır. Sosyal bilimlerde sorular her zaman cevaplardan daha önemli ve daha yönlendirici olmuştur. Bu sebepten iktidarı anlamaya çalışmak da iktidara ilişkin doğru soruları sormakla başlar. “İktidar nedir, iktidarın bir özü var mıdır, iktidar nasıl işler, toplumları kim yönetiyor, iktidar toplumda nasıl dağılmıştır ve tabii iktidar kolayca tanınabilen, teşhis edilebilen bir şey midir” vb. sorular bu bağlamda ele alınabilecek sorulardır. Dijitalleşen ve yapay zekâ ile şekillenen bir çağın eşiğinde, toplumsal ilişkiler ve politik yapılar radikal bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Artık yalnızca üretim ve iletişim biçimlerimiz değil; düşünme, öğrenme ve karar alma süreçlerimiz de teknolojik değişimlerin etkisi altında şekilleniyor. Birey ve toplum arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşırken, güç ilişkileri ve iktidar mekanizmaları da yeniden tartışılmayı bekliyor. Bu kitap, tam da bu noktada, politik sosyolojiyi dijital çağın ışığında yeniden yorumlamayı amaçlıyor. Marx ve Weber'in perspektifleri, Foucault'nun iktidar ve disiplin kavramı, Habermas'ın kamusal alan analizi ve Bourdieu'nün sermaye ile alan teorileri, hâlâ dijitalleşen toplumsal dinamikleri anlamak için bize ışık tutuyor. Ancak teorik çerçeveyi yalnızca kuramsal tartışmalarla sınırlamak yeterli değil; gerçek yaşamın ve kültürün bize sunduğu örneklerle bu kavramları somutlaştırmak gerekiyor. Örneğin, Fargo'nun kara mizah ile örülü adalet ve suç teması, küçük bir kasabada bile bireyin eylemlerinin toplumsal sonuçlarıyla nasıl çatışabileceğini gösteriyor: Marge Gunderson'un sakin ama kararlı adalet arayışı, politik ve toplumsal güç ilişkilerinin bireysel yaşam üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Breaking Bad ise, Walter White'ın kimliğini ve etik sınırlarını sorgularken, modern toplumda birey-toplum çatışmasının ve güç mücadelesinin bireysel düzlemde nasıl dramatik biçimde tezahür ettiğini gösteriyor. - “Ben tehlikede değilim Skyler, tehlike benim! Adamın biri çalan kapıyı açınca vuruluyor ve sen benim o adam olduğumu mu sanıyorsun? Hayır! Kapıyı tıklayanım ben!” (Walter White) “Hayvan krallığında azizlere yer yoktur. Sadece kahvaltı ve akşam yemeği vardır.” “Suyu şaraba çeviren bir adamı gördüklerinde Romalılar ne yaptılar?”(Fargo dizisinden replikler) “Hepimizin bedeninde iktidar vardır”. M. Foucault
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.