#smrgKİTABEVİ Sağanaktan Önce: Edebiyatımızdan Portreler, Günlükler - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256058125
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
256 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,85
Havale/EFT ile:
182,21
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241099
628296

https://www.simurgkitabevi.com/saganaktan-once-edebiyatimizdan-portreler-gunlukler-2025
Sağanaktan Önce: Edebiyatımızdan Portreler, Günlükler - 2025 #smrgKİTABEVİ
187.85
Yazar, gezeteci ve siyasetçi Naim Tirali altmış yaşından gün almadan önce gelecek günleri kurgular:
“Gelecek yıl bu günlerde altmış yaşıma gireceğim. Çocukluk, öğrencilik, dergicilik, gazetecilik ve politika yaşamımla ilgili anıları, genişçe bir yaşam öyküsü biçiminde ‘Altmış Yıl Kitabı'nda toplamayı düşünüyorum. Tanığı olduğum olaylar, tanıdığım ilginç kişiler var anlatılacak.
“Gerçi öykülerimi de çoğunlukla kendi yaşamımdan ya da yakın çevremden çıkarırım. Ama her olayı, her ilginç anıyı da öyküleştirmek olası değil. Nice ilginç anı neden unutulup gitsin. Çoğunu ayrıntılarıyla anımsayamayacağım da doğal. Ama bir kez yazmaya başlayınca, çorap söküğü gibi yürüyebilir. Bir de Yenilik Dergisi, Vatan Gazetesi koleksiyonlarını karıştırdıkça, belleğimde kim bilir neler de neler canlanacak…
“Geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey, bir tür tanıklık, yapmak istediğim. Çağa ve çevreye tanıklık. Öyle de önemli olan, ölçüyü ne denli geniş tutabileceğim. Onu da masa başına oturup çalışmaya başlamadan saptamak zor.”
Ama en azından günlük tutar:
“Günlük yazmak en kolayı, … Kuralını kendin koyuyorsun. Konu sınırlaması yok. Ev içinde, terlik, pijama dolaşmanın bir rahatlığı vardır ya, onun gibi bir şey.”
Sonra altmış, derken yetmiş yaş; gelip geçen yıllardan ve sağanaktan önce bir türlü “Altmış Yaş Kitabı”nı tamamlayıp yayımlayamaz. Şimdi bize kalan günlükleri ve yazılarının peşinde eksik kalmış “geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey.”
“Gelecek yıl bu günlerde altmış yaşıma gireceğim. Çocukluk, öğrencilik, dergicilik, gazetecilik ve politika yaşamımla ilgili anıları, genişçe bir yaşam öyküsü biçiminde ‘Altmış Yıl Kitabı'nda toplamayı düşünüyorum. Tanığı olduğum olaylar, tanıdığım ilginç kişiler var anlatılacak.
“Gerçi öykülerimi de çoğunlukla kendi yaşamımdan ya da yakın çevremden çıkarırım. Ama her olayı, her ilginç anıyı da öyküleştirmek olası değil. Nice ilginç anı neden unutulup gitsin. Çoğunu ayrıntılarıyla anımsayamayacağım da doğal. Ama bir kez yazmaya başlayınca, çorap söküğü gibi yürüyebilir. Bir de Yenilik Dergisi, Vatan Gazetesi koleksiyonlarını karıştırdıkça, belleğimde kim bilir neler de neler canlanacak…
“Geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey, bir tür tanıklık, yapmak istediğim. Çağa ve çevreye tanıklık. Öyle de önemli olan, ölçüyü ne denli geniş tutabileceğim. Onu da masa başına oturup çalışmaya başlamadan saptamak zor.”
Ama en azından günlük tutar:
“Günlük yazmak en kolayı, … Kuralını kendin koyuyorsun. Konu sınırlaması yok. Ev içinde, terlik, pijama dolaşmanın bir rahatlığı vardır ya, onun gibi bir şey.”
Sonra altmış, derken yetmiş yaş; gelip geçen yıllardan ve sağanaktan önce bir türlü “Altmış Yaş Kitabı”nı tamamlayıp yayımlayamaz. Şimdi bize kalan günlükleri ve yazılarının peşinde eksik kalmış “geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey.”
Yazar, gezeteci ve siyasetçi Naim Tirali altmış yaşından gün almadan önce gelecek günleri kurgular:
“Gelecek yıl bu günlerde altmış yaşıma gireceğim. Çocukluk, öğrencilik, dergicilik, gazetecilik ve politika yaşamımla ilgili anıları, genişçe bir yaşam öyküsü biçiminde ‘Altmış Yıl Kitabı'nda toplamayı düşünüyorum. Tanığı olduğum olaylar, tanıdığım ilginç kişiler var anlatılacak.
“Gerçi öykülerimi de çoğunlukla kendi yaşamımdan ya da yakın çevremden çıkarırım. Ama her olayı, her ilginç anıyı da öyküleştirmek olası değil. Nice ilginç anı neden unutulup gitsin. Çoğunu ayrıntılarıyla anımsayamayacağım da doğal. Ama bir kez yazmaya başlayınca, çorap söküğü gibi yürüyebilir. Bir de Yenilik Dergisi, Vatan Gazetesi koleksiyonlarını karıştırdıkça, belleğimde kim bilir neler de neler canlanacak…
“Geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey, bir tür tanıklık, yapmak istediğim. Çağa ve çevreye tanıklık. Öyle de önemli olan, ölçüyü ne denli geniş tutabileceğim. Onu da masa başına oturup çalışmaya başlamadan saptamak zor.”
Ama en azından günlük tutar:
“Günlük yazmak en kolayı, … Kuralını kendin koyuyorsun. Konu sınırlaması yok. Ev içinde, terlik, pijama dolaşmanın bir rahatlığı vardır ya, onun gibi bir şey.”
Sonra altmış, derken yetmiş yaş; gelip geçen yıllardan ve sağanaktan önce bir türlü “Altmış Yaş Kitabı”nı tamamlayıp yayımlayamaz. Şimdi bize kalan günlükleri ve yazılarının peşinde eksik kalmış “geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey.”
“Gelecek yıl bu günlerde altmış yaşıma gireceğim. Çocukluk, öğrencilik, dergicilik, gazetecilik ve politika yaşamımla ilgili anıları, genişçe bir yaşam öyküsü biçiminde ‘Altmış Yıl Kitabı'nda toplamayı düşünüyorum. Tanığı olduğum olaylar, tanıdığım ilginç kişiler var anlatılacak.
“Gerçi öykülerimi de çoğunlukla kendi yaşamımdan ya da yakın çevremden çıkarırım. Ama her olayı, her ilginç anıyı da öyküleştirmek olası değil. Nice ilginç anı neden unutulup gitsin. Çoğunu ayrıntılarıyla anımsayamayacağım da doğal. Ama bir kez yazmaya başlayınca, çorap söküğü gibi yürüyebilir. Bir de Yenilik Dergisi, Vatan Gazetesi koleksiyonlarını karıştırdıkça, belleğimde kim bilir neler de neler canlanacak…
“Geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey, bir tür tanıklık, yapmak istediğim. Çağa ve çevreye tanıklık. Öyle de önemli olan, ölçüyü ne denli geniş tutabileceğim. Onu da masa başına oturup çalışmaya başlamadan saptamak zor.”
Ama en azından günlük tutar:
“Günlük yazmak en kolayı, … Kuralını kendin koyuyorsun. Konu sınırlaması yok. Ev içinde, terlik, pijama dolaşmanın bir rahatlığı vardır ya, onun gibi bir şey.”
Sonra altmış, derken yetmiş yaş; gelip geçen yıllardan ve sağanaktan önce bir türlü “Altmış Yaş Kitabı”nı tamamlayıp yayımlayamaz. Şimdi bize kalan günlükleri ve yazılarının peşinde eksik kalmış “geçmişi yeniden yaşamak gibi bir şey.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.