#smrgKİTABEVİ Şiddetin Tahakkümü Karşısında Konuşmanın İktidarı : Hannah Arendt Düşüncesinde Siyasal Olan - 2018

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Tükiye Basımevi
Dizi Adı:
Yıldız Romanlar
ISBN-10:
9789755536989
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199057189
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
269,10
Havale/EFT ile: 261,03
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199057189
443180
Şiddetin Tahakkümü Karşısında Konuşmanın İktidarı : Hannah Arendt Düşüncesinde Siyasal Olan -        2018
Şiddetin Tahakkümü Karşısında Konuşmanın İktidarı : Hannah Arendt Düşüncesinde Siyasal Olan - 2018 #smrgKİTABEVİ
269.10
Hannah Arendt'e göre antik Yunan'ın sakinleri birlikte nasıl yaşayabilecekleri sorusu üzerine konuşmayı hiç de basit bulmazlar. Aksine bu konuda karar almanın ne denli önemli olduğu bilincine sahiplerdir. Buna karşın modern insan kendini zorunluluk kategorilerinin işlevsel mantığına feda ederek siyaseti egemenlik ilişkilerinin içine hapsetmektedir. Bugün hem yoksulluk gibi yurttaşlık potansiyelini ortadan kaldıran koşul hem de cinsiyet, etnik ve dinsel kimlik gibi tartışılmaz nitelikler siyasal faaliyetlerin temel araçları haline getirilmektedir. Siyaset bu biçimiyle bedene bağlı zorunluluk koşullarının tartışılmasına indirgenmektedir. Böylesi bir pratik ise Arendt için bize sadece şiddetin egemen olduğu siyaset dışını göstermektedir.

Bu çalışma siyasal olan tartışmalarında temel yarılmanın hangi düzlemde şekillendiği sorusuna odaklanmakta ve Arendt'in bu yarılmadaki konumunu tespit etmeye yönelmektedir. Diğer yandan Arendt'in siyasal olan kavrayışının güncel konuları yorumlamada ne denli önemli fırsatlar sunduğunu Türkiye özelindeki kimi sorunlar üzerinden göstermeye çalışmaktadır.
Hannah Arendt'e göre antik Yunan'ın sakinleri birlikte nasıl yaşayabilecekleri sorusu üzerine konuşmayı hiç de basit bulmazlar. Aksine bu konuda karar almanın ne denli önemli olduğu bilincine sahiplerdir. Buna karşın modern insan kendini zorunluluk kategorilerinin işlevsel mantığına feda ederek siyaseti egemenlik ilişkilerinin içine hapsetmektedir. Bugün hem yoksulluk gibi yurttaşlık potansiyelini ortadan kaldıran koşul hem de cinsiyet, etnik ve dinsel kimlik gibi tartışılmaz nitelikler siyasal faaliyetlerin temel araçları haline getirilmektedir. Siyaset bu biçimiyle bedene bağlı zorunluluk koşullarının tartışılmasına indirgenmektedir. Böylesi bir pratik ise Arendt için bize sadece şiddetin egemen olduğu siyaset dışını göstermektedir.

Bu çalışma siyasal olan tartışmalarında temel yarılmanın hangi düzlemde şekillendiği sorusuna odaklanmakta ve Arendt'in bu yarılmadaki konumunu tespit etmeye yönelmektedir. Diğer yandan Arendt'in siyasal olan kavrayışının güncel konuları yorumlamada ne denli önemli fırsatlar sunduğunu Türkiye özelindeki kimi sorunlar üzerinden göstermeye çalışmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat