geleceğin Avrupa Devleti'ne alınmayacağı gerçeği, Türkiye'de, "konuya, pembe gözlükle bakanlar" tarafından bile anlaşıldı.
Bu kitapta, Mart belgesi imzalanmadan önce ve imzadan sonra, hükümette bulunanların nasıl bir tutum içinde oldukları ve kamuoyunu nasıl yanlış yönlendirdikleri ayrıntılı bir biçimde ortaya konmuştur. Aslında kitabı, "Cinayeti Gördüm" başlığı ile yayımlamak belki daha doğru olurdu. Kitapta ayrıca Türkiye-AB ilişkileri ile bağlantılı olarak, Kıbrıs uyuşmazlığı konusundaki gelişmeler de ortaya konmaktadır. Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs uyuşmazlığı, tamamen ayrı konular olmakla birlikte, ilginç bir biçimde, 1990'dan başlayarak, "bağlantılı duruma", özellikle AB ve Yunanistan tarafından getirilmiştir.
Etkileri bugün de süren "kritik dönemeçte" Türkiye'yi yöneten ve yönlendiren çevrelerin, ülkenin geleceğini nasıl "ipotek altına soktukları" kitabın ana konusunu oluşturuyor. (Arka kapaktan)
geleceğin Avrupa Devleti'ne alınmayacağı gerçeği, Türkiye'de, "konuya, pembe gözlükle bakanlar" tarafından bile anlaşıldı.
Bu kitapta, Mart belgesi imzalanmadan önce ve imzadan sonra, hükümette bulunanların nasıl bir tutum içinde oldukları ve kamuoyunu nasıl yanlış yönlendirdikleri ayrıntılı bir biçimde ortaya konmuştur. Aslında kitabı, "Cinayeti Gördüm" başlığı ile yayımlamak belki daha doğru olurdu. Kitapta ayrıca Türkiye-AB ilişkileri ile bağlantılı olarak, Kıbrıs uyuşmazlığı konusundaki gelişmeler de ortaya konmaktadır. Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs uyuşmazlığı, tamamen ayrı konular olmakla birlikte, ilginç bir biçimde, 1990'dan başlayarak, "bağlantılı duruma", özellikle AB ve Yunanistan tarafından getirilmiştir.
Etkileri bugün de süren "kritik dönemeçte" Türkiye'yi yöneten ve yönlendiren çevrelerin, ülkenin geleceğini nasıl "ipotek altına soktukları" kitabın ana konusunu oluşturuyor. (Arka kapaktan)