#smrgKİTABEVİ Türkler ve Moğollar Asya Tarihine Giriş - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253831394
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
424
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
246,35
Havale/EFT ile:
238,96
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199243940
631181

https://www.simurgkitabevi.com/turkler-ve-mogollar-asya-tarihine-giris-2025
Türkler ve Moğollar Asya Tarihine Giriş - 2025 #smrgKİTABEVİ
246.35
Uygarlık dediğimiz büyük yapıların dışında, taş döşeli imparatorluk yollarının uzağında, puslu kervan duraklarının kıyısında doğan halklar vardır. Ne sütun diktiler ne yazılı bir hukuk inşa ettiler. Ama geçtikleri her yerde tahtlar sarsıldı, şehirler yeni alfabelerle yeniden adlandırıldı, haritalar sil baştan çizildi.
Leon Cahun, tarih anlatısının merkezinden dışlanmış bu büyük göçün izini sürüyor. Yazar Türklerin ve Moğolların yalnızca birer akıncı ya da talancı olmadığını, tam aksine medeniyetin sınırlarında hareket eden dönüştürücü bir güç olduklarını gösteriyor.
Bu kitapta kılıçla açılan yollar yalnızca fetih için değil, düşüncenin ve siyasal biçimlerin aktarımı için de bir geçittir. Cengiz Han'ın göçebe disiplini ile Tang bürokrasisi, Selçuklu otağındaki müzakere ile Bağdat'taki hilafet töreni, birbirinin yankısı olarak karşımıza çıkar. Cahun'un bakışı, tarihçiliğin soğuk nesnelliğinden değil, keskin bir zekânın ve yer yer ironik bir sezginin içinden süzülür: sorar, sarsar, hatta yer yer önyargıyla kavga eder.
Bir uygarlık kurmadan dünyayı değiştirebilir mi insan? Yıkmak, inşa etmekten daha kalıcı olabilir mi? Asya Tarihine Giriş: Türkler ve Moğollar, işte bu soruları tarihin çatlaklarında yankılandıran, cevabı okuyucunun zihnine bırakan bir eserdir.
Leon Cahun, tarih anlatısının merkezinden dışlanmış bu büyük göçün izini sürüyor. Yazar Türklerin ve Moğolların yalnızca birer akıncı ya da talancı olmadığını, tam aksine medeniyetin sınırlarında hareket eden dönüştürücü bir güç olduklarını gösteriyor.
Bu kitapta kılıçla açılan yollar yalnızca fetih için değil, düşüncenin ve siyasal biçimlerin aktarımı için de bir geçittir. Cengiz Han'ın göçebe disiplini ile Tang bürokrasisi, Selçuklu otağındaki müzakere ile Bağdat'taki hilafet töreni, birbirinin yankısı olarak karşımıza çıkar. Cahun'un bakışı, tarihçiliğin soğuk nesnelliğinden değil, keskin bir zekânın ve yer yer ironik bir sezginin içinden süzülür: sorar, sarsar, hatta yer yer önyargıyla kavga eder.
Bir uygarlık kurmadan dünyayı değiştirebilir mi insan? Yıkmak, inşa etmekten daha kalıcı olabilir mi? Asya Tarihine Giriş: Türkler ve Moğollar, işte bu soruları tarihin çatlaklarında yankılandıran, cevabı okuyucunun zihnine bırakan bir eserdir.
Uygarlık dediğimiz büyük yapıların dışında, taş döşeli imparatorluk yollarının uzağında, puslu kervan duraklarının kıyısında doğan halklar vardır. Ne sütun diktiler ne yazılı bir hukuk inşa ettiler. Ama geçtikleri her yerde tahtlar sarsıldı, şehirler yeni alfabelerle yeniden adlandırıldı, haritalar sil baştan çizildi.
Leon Cahun, tarih anlatısının merkezinden dışlanmış bu büyük göçün izini sürüyor. Yazar Türklerin ve Moğolların yalnızca birer akıncı ya da talancı olmadığını, tam aksine medeniyetin sınırlarında hareket eden dönüştürücü bir güç olduklarını gösteriyor.
Bu kitapta kılıçla açılan yollar yalnızca fetih için değil, düşüncenin ve siyasal biçimlerin aktarımı için de bir geçittir. Cengiz Han'ın göçebe disiplini ile Tang bürokrasisi, Selçuklu otağındaki müzakere ile Bağdat'taki hilafet töreni, birbirinin yankısı olarak karşımıza çıkar. Cahun'un bakışı, tarihçiliğin soğuk nesnelliğinden değil, keskin bir zekânın ve yer yer ironik bir sezginin içinden süzülür: sorar, sarsar, hatta yer yer önyargıyla kavga eder.
Bir uygarlık kurmadan dünyayı değiştirebilir mi insan? Yıkmak, inşa etmekten daha kalıcı olabilir mi? Asya Tarihine Giriş: Türkler ve Moğollar, işte bu soruları tarihin çatlaklarında yankılandıran, cevabı okuyucunun zihnine bırakan bir eserdir.
Leon Cahun, tarih anlatısının merkezinden dışlanmış bu büyük göçün izini sürüyor. Yazar Türklerin ve Moğolların yalnızca birer akıncı ya da talancı olmadığını, tam aksine medeniyetin sınırlarında hareket eden dönüştürücü bir güç olduklarını gösteriyor.
Bu kitapta kılıçla açılan yollar yalnızca fetih için değil, düşüncenin ve siyasal biçimlerin aktarımı için de bir geçittir. Cengiz Han'ın göçebe disiplini ile Tang bürokrasisi, Selçuklu otağındaki müzakere ile Bağdat'taki hilafet töreni, birbirinin yankısı olarak karşımıza çıkar. Cahun'un bakışı, tarihçiliğin soğuk nesnelliğinden değil, keskin bir zekânın ve yer yer ironik bir sezginin içinden süzülür: sorar, sarsar, hatta yer yer önyargıyla kavga eder.
Bir uygarlık kurmadan dünyayı değiştirebilir mi insan? Yıkmak, inşa etmekten daha kalıcı olabilir mi? Asya Tarihine Giriş: Türkler ve Moğollar, işte bu soruları tarihin çatlaklarında yankılandıran, cevabı okuyucunun zihnine bırakan bir eserdir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.