#smrgKİTABEVİ Yılmaz Güney : Ulucanlar Efsanesi - 2025
Editör:
Recep S. Tatar
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Ser Matbaası
Dizi Adı:
ISBN-10:
9756709580
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
224 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
140,00
Havale/EFT ile:
135,80
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199090952
476799
https://www.simurgkitabevi.com/yilmaz-guney-ulucanlar-efsanesi-2025
Yılmaz Güney : Ulucanlar Efsanesi - 2025 #smrgKİTABEVİ
140.00
Yılmaz'ın bir dönem hapishane arkadaşı olan Hasan Dönmez, 1974'lü yılların Ulucanlar Cezaevi'nin yaşantısını, insanlarını öylesine canlı ve Yılmaz'ı öyle gerçeğe yakın anlatıyor ki..
Romanındaki her biri hayatın acımasız kuralları gereği kader mahkûmu olan, benim de bugün bazılarını hatırladığım izler, o günlerin duygularıyla harmanlanarak sanki buğulu bir camın ardından görünüp kayboldular. 7 Nolu Koğuş'un önündeki Şeftali Sokağı adı verilen uzun dar bahçede, duvar dibine oturup gökyüzüne bakan mahkumlar ne hissederler, ne düşünürlerdi?... Anılarla yüklü bulutlar onların üzerine nasıl keder ve hüzün yağdırırlardı ?...
Hasan Dönmez arkadaşımız bu insanların tanıklıklarıyla ve onları yeniden yaşatma kaygısıyla yola çıkıyor.
Yaşanılanlar asla unutulmaz.. Yaşamak, yaşatmak, unutturmamak, yaşadıkça ve okudukça hatırlamanın o buruk tadıyla insan olmanın tekrar tekrar farkına varmak... Ne güzel! Ne mutlu!...
Romanındaki her biri hayatın acımasız kuralları gereği kader mahkûmu olan, benim de bugün bazılarını hatırladığım izler, o günlerin duygularıyla harmanlanarak sanki buğulu bir camın ardından görünüp kayboldular. 7 Nolu Koğuş'un önündeki Şeftali Sokağı adı verilen uzun dar bahçede, duvar dibine oturup gökyüzüne bakan mahkumlar ne hissederler, ne düşünürlerdi?... Anılarla yüklü bulutlar onların üzerine nasıl keder ve hüzün yağdırırlardı ?...
Hasan Dönmez arkadaşımız bu insanların tanıklıklarıyla ve onları yeniden yaşatma kaygısıyla yola çıkıyor.
Yaşanılanlar asla unutulmaz.. Yaşamak, yaşatmak, unutturmamak, yaşadıkça ve okudukça hatırlamanın o buruk tadıyla insan olmanın tekrar tekrar farkına varmak... Ne güzel! Ne mutlu!...
Yılmaz'ın bir dönem hapishane arkadaşı olan Hasan Dönmez, 1974'lü yılların Ulucanlar Cezaevi'nin yaşantısını, insanlarını öylesine canlı ve Yılmaz'ı öyle gerçeğe yakın anlatıyor ki..
Romanındaki her biri hayatın acımasız kuralları gereği kader mahkûmu olan, benim de bugün bazılarını hatırladığım izler, o günlerin duygularıyla harmanlanarak sanki buğulu bir camın ardından görünüp kayboldular. 7 Nolu Koğuş'un önündeki Şeftali Sokağı adı verilen uzun dar bahçede, duvar dibine oturup gökyüzüne bakan mahkumlar ne hissederler, ne düşünürlerdi?... Anılarla yüklü bulutlar onların üzerine nasıl keder ve hüzün yağdırırlardı ?...
Hasan Dönmez arkadaşımız bu insanların tanıklıklarıyla ve onları yeniden yaşatma kaygısıyla yola çıkıyor.
Yaşanılanlar asla unutulmaz.. Yaşamak, yaşatmak, unutturmamak, yaşadıkça ve okudukça hatırlamanın o buruk tadıyla insan olmanın tekrar tekrar farkına varmak... Ne güzel! Ne mutlu!...
Romanındaki her biri hayatın acımasız kuralları gereği kader mahkûmu olan, benim de bugün bazılarını hatırladığım izler, o günlerin duygularıyla harmanlanarak sanki buğulu bir camın ardından görünüp kayboldular. 7 Nolu Koğuş'un önündeki Şeftali Sokağı adı verilen uzun dar bahçede, duvar dibine oturup gökyüzüne bakan mahkumlar ne hissederler, ne düşünürlerdi?... Anılarla yüklü bulutlar onların üzerine nasıl keder ve hüzün yağdırırlardı ?...
Hasan Dönmez arkadaşımız bu insanların tanıklıklarıyla ve onları yeniden yaşatma kaygısıyla yola çıkıyor.
Yaşanılanlar asla unutulmaz.. Yaşamak, yaşatmak, unutturmamak, yaşadıkça ve okudukça hatırlamanın o buruk tadıyla insan olmanın tekrar tekrar farkına varmak... Ne güzel! Ne mutlu!...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.