#smrgKİTABEVİ Bu Muydu : Aktarım - Edisyon Kritik - Bütün Eserleri 10 - 2025

Editör:
Selçuk Atay
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Bütün Eserleri 10
ISBN-10:
6259745398
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Nazmiye Korkmaz
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199246464
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
40
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
90,00
Havale/EFT ile: 87,30
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199246464
633613
Bu Muydu : Aktarım - Edisyon Kritik - Bütün Eserleri 10 -        2025
Bu Muydu : Aktarım - Edisyon Kritik - Bütün Eserleri 10 - 2025 #smrgKİTABEVİ
90.00
“Bu muydu?” dedim. Evet, bu muydu? Zergun söyle, izdivaç bu muydu?.. Zavallı genç kızlar, onu bir şey zannederler. Mahiyetini bilmedikleri bir şarabın neşve-i mukaddemiyle mest olurlar, sonra dudaklarına o kâse-i sihir dokunduğu vakit hiss-i hakayıkı kaybederler, kalpleri çarpar, gözleri döner, mest, medhuş olurlar. Vücutlarını ihata eden buseler, hislerini uyuşturan teraneler onları bir âlem-i meçhulün bulutlarına çıkarır; sonra o buseler ısırmaya, o teraneler kulakları yırtacak sert nağmeler icrasına başlayıp da hakayıka bir sütre-i laciverdî atan buhar-ı mestî çekildiği vakit anlarlar. Artık heyhat! O dakika genç kadının mebna-yı hayalinin dakika-i inkırazıdır. Heykel-i âmâlinin enkazı karşısında o genç kadın hayal-i ye's gibi kalır.
Evet, zavallı kadın, bu muydu? Bütün iktidar-ı kalbini, bütün kuvve-i fikrini itmamına; tezyinine sarf ettiğin heykel-i âmâl bu muydu?
İkisi de ayrı yollardan yürümüş, ayrı kaderlere sürüklenmişlerdir; lâkin varıp dayandıkları nokta aynıdır: İçlerini kemiren bir mahzuniyet ve derin bir inkisar, ruhlarını sarmış ve onları boğucu bir hüzne itmiştir. Hayat, kimi zaman birine sunduğu nimetleri, diğerinin en büyük emeli kılar; kimi zaman da birinin ulaşamadığı hakikat, diğerinin yükü ve tahammül sınavı olur. Böylece insana, ihtimâllerin gölgesinde bir tecrübe sunar ve her bireyi kendi payına düşenle yüzleştirir.
“Bu muydu?” dedim. Evet, bu muydu? Zergun söyle, izdivaç bu muydu?.. Zavallı genç kızlar, onu bir şey zannederler. Mahiyetini bilmedikleri bir şarabın neşve-i mukaddemiyle mest olurlar, sonra dudaklarına o kâse-i sihir dokunduğu vakit hiss-i hakayıkı kaybederler, kalpleri çarpar, gözleri döner, mest, medhuş olurlar. Vücutlarını ihata eden buseler, hislerini uyuşturan teraneler onları bir âlem-i meçhulün bulutlarına çıkarır; sonra o buseler ısırmaya, o teraneler kulakları yırtacak sert nağmeler icrasına başlayıp da hakayıka bir sütre-i laciverdî atan buhar-ı mestî çekildiği vakit anlarlar. Artık heyhat! O dakika genç kadının mebna-yı hayalinin dakika-i inkırazıdır. Heykel-i âmâlinin enkazı karşısında o genç kadın hayal-i ye's gibi kalır.
Evet, zavallı kadın, bu muydu? Bütün iktidar-ı kalbini, bütün kuvve-i fikrini itmamına; tezyinine sarf ettiğin heykel-i âmâl bu muydu?
İkisi de ayrı yollardan yürümüş, ayrı kaderlere sürüklenmişlerdir; lâkin varıp dayandıkları nokta aynıdır: İçlerini kemiren bir mahzuniyet ve derin bir inkisar, ruhlarını sarmış ve onları boğucu bir hüzne itmiştir. Hayat, kimi zaman birine sunduğu nimetleri, diğerinin en büyük emeli kılar; kimi zaman da birinin ulaşamadığı hakikat, diğerinin yükü ve tahammül sınavı olur. Böylece insana, ihtimâllerin gölgesinde bir tecrübe sunar ve her bireyi kendi payına düşenle yüzleştirir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat