#smrgSAHAF Bülent Ecevit: Bir Özgürlük Tutkunu -

Stok Kodu:
1199079227
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
492 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199079227
465105
Bülent Ecevit: Bir Özgürlük Tutkunu -
Bülent Ecevit: Bir Özgürlük Tutkunu - #smrgSAHAF
0.00
O günlerden içimde en küçük bir kişisel kırgınlık tortusu yok. Ama halk açısından, laiklik açısından, Atatürk'ün vasiyeti ve Cumhuriyet Halk Partisi açısından, Türkiye'nin bazı uluslararası hakları açısından, tepkilerim, kırgınlıklarım elbette sürüyor. Ancak bunlar kişisel değil.

"Yönetime el koyanlar, olanca güçleriyle, Türkiye'ye belli bir rejimi ve düzeni getirmek istiyorlardı; ben de, olanca gücümle, o rejimi ve düzeni engellemeye çalışıyordum.

"0 aşamada asıl gücü ellerinde tutanlar, benim mahkemelerde söylediklerimin bile duyulmasını engelleyerek, amaçlarına eriştiler.

"Fakat şimdi toplum bünyesinin, o rejimi de, düzeni de reddettiğini görüyorum. Onun için, boşuna direnmiş, boşuna yargılanmış ve boşuna hapislere girmiş saymıyorum kendimi... Bu da, insana, katlandığı tüm sıkıntıları unutturmaya yetiyor."

Ecevit hakkında 133 dava açıldı. 14 Nisan 1982'de Turan Güneş'in cenazesine katılırsa büyük kalabalıkların toplanacağı kaygısıyla 12 Nisan'da tutuklandı ve cezaevine götürüldü.

Hapishanede ekonomik sıkıntılar içindeydi. Çok gazete alacak parası yoktu. Hatta İsveçli dostu Olof Palme'nin seçimi kazandığını öğrendiği zaman kutlama telgrafı bile çekemedi...

1982'de cezaevine girerken, "Özgürlük insanın kafasının içindedir. Ben kafamın içindeki özgürlüğü içeri götürüyorum. Dışarıda mahkûm gibi yaşamaktansa, içeride özgür bir mahkûm olmayı tercih ederim," diyordu Ecevit. Bu kitapta, bir özgürlük savaşçısının, unutulmayacak bir siyasetçinin, unutulmayacak siyasi yaşamının öyküsünü bulacaksınız. (Arka kapaktan)

O günlerden içimde en küçük bir kişisel kırgınlık tortusu yok. Ama halk açısından, laiklik açısından, Atatürk'ün vasiyeti ve Cumhuriyet Halk Partisi açısından, Türkiye'nin bazı uluslararası hakları açısından, tepkilerim, kırgınlıklarım elbette sürüyor. Ancak bunlar kişisel değil.

"Yönetime el koyanlar, olanca güçleriyle, Türkiye'ye belli bir rejimi ve düzeni getirmek istiyorlardı; ben de, olanca gücümle, o rejimi ve düzeni engellemeye çalışıyordum.

"0 aşamada asıl gücü ellerinde tutanlar, benim mahkemelerde söylediklerimin bile duyulmasını engelleyerek, amaçlarına eriştiler.

"Fakat şimdi toplum bünyesinin, o rejimi de, düzeni de reddettiğini görüyorum. Onun için, boşuna direnmiş, boşuna yargılanmış ve boşuna hapislere girmiş saymıyorum kendimi... Bu da, insana, katlandığı tüm sıkıntıları unutturmaya yetiyor."

Ecevit hakkında 133 dava açıldı. 14 Nisan 1982'de Turan Güneş'in cenazesine katılırsa büyük kalabalıkların toplanacağı kaygısıyla 12 Nisan'da tutuklandı ve cezaevine götürüldü.

Hapishanede ekonomik sıkıntılar içindeydi. Çok gazete alacak parası yoktu. Hatta İsveçli dostu Olof Palme'nin seçimi kazandığını öğrendiği zaman kutlama telgrafı bile çekemedi...

1982'de cezaevine girerken, "Özgürlük insanın kafasının içindedir. Ben kafamın içindeki özgürlüğü içeri götürüyorum. Dışarıda mahkûm gibi yaşamaktansa, içeride özgür bir mahkûm olmayı tercih ederim," diyordu Ecevit. Bu kitapta, bir özgürlük savaşçısının, unutulmayacak bir siyasetçinin, unutulmayacak siyasi yaşamının öyküsünü bulacaksınız. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat