#smrgKİTABEVİ Doğanın İzinden Gitmek : Ölmek Üzere Olan Bir Dünya İçin Antik Çağ'ın Yaşama Biçimleri - 2025
Editör:
Sema Saral
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6258393972
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Canberk Şeref
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
240,50
Havale/EFT ile:
233,29
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199247336
634478
https://www.simurgkitabevi.com/doganin-izinden-gitmek-olmek-uzere-olan-bir-dunya-icin-antik-cagin-yasama-bicimleri-2025
Doğanın İzinden Gitmek : Ölmek Üzere Olan Bir Dünya İçin Antik Çağ'ın Yaşama Biçimleri - 2025 #smrgKİTABEVİ
240.50
İnsan, doğanın bir parçası mı yoksa ona hükmeden bir varlık mı?
Mark D. Usher, antik düşünceyle çağdaş ekoloji arasında kurduğu köprüyle bu soruyu sarsıcı biçimde yeniden soruyor. Doğanın İzinden Gitmek, insan-doğa ilişkisini yalnızca bilimsel değil, felsefi, ahlaki ve şiirsel bir perspektiften ele alıyor. Homeros'tan Lucretius'a, Aristoteles'ten Thoreau'ya uzanan geniş bir düşünsel arka planla yazılmış bu kitap, doğayla uyum içinde yaşamanın unutulmuş yollarını gün yüzüne çıkarıyor. Usher, modern yaşamın krizlerine karşı, doğanın kendisini rehber almamızı ve doğayı gözlemlemeyi, ona uyum sağlamayı, sınırlarımızı bilmeyi öneriyor.
Doğanın İzinden Gitmek, hem bir uyanış çağrısı hem de bir yeniden hatırlama metni. Doğayı sömürülecek bir kaynak olarak değil, birlikte yaşanacak bir ortak olarak görmeye davet ediyor. İnsan merkezli düşünüşün sınırlarını zorlayarak, bize gerçek anlamda insan olmanın, doğayla birlikte düşünmeyi öğrenmekle mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Doğanın bilgeliğine kulak vermek, yalnızca ekolojik bir zorunluluk değil, aynı zamanda modern insanın kaybettiği yolunu bulma fırsatıdır: Kendimizi anlamanın yolu, doğayı yeniden anlamaktan geçer.
Mark D. Usher, antik düşünceyle çağdaş ekoloji arasında kurduğu köprüyle bu soruyu sarsıcı biçimde yeniden soruyor. Doğanın İzinden Gitmek, insan-doğa ilişkisini yalnızca bilimsel değil, felsefi, ahlaki ve şiirsel bir perspektiften ele alıyor. Homeros'tan Lucretius'a, Aristoteles'ten Thoreau'ya uzanan geniş bir düşünsel arka planla yazılmış bu kitap, doğayla uyum içinde yaşamanın unutulmuş yollarını gün yüzüne çıkarıyor. Usher, modern yaşamın krizlerine karşı, doğanın kendisini rehber almamızı ve doğayı gözlemlemeyi, ona uyum sağlamayı, sınırlarımızı bilmeyi öneriyor.
Doğanın İzinden Gitmek, hem bir uyanış çağrısı hem de bir yeniden hatırlama metni. Doğayı sömürülecek bir kaynak olarak değil, birlikte yaşanacak bir ortak olarak görmeye davet ediyor. İnsan merkezli düşünüşün sınırlarını zorlayarak, bize gerçek anlamda insan olmanın, doğayla birlikte düşünmeyi öğrenmekle mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Doğanın bilgeliğine kulak vermek, yalnızca ekolojik bir zorunluluk değil, aynı zamanda modern insanın kaybettiği yolunu bulma fırsatıdır: Kendimizi anlamanın yolu, doğayı yeniden anlamaktan geçer.
İnsan, doğanın bir parçası mı yoksa ona hükmeden bir varlık mı?
Mark D. Usher, antik düşünceyle çağdaş ekoloji arasında kurduğu köprüyle bu soruyu sarsıcı biçimde yeniden soruyor. Doğanın İzinden Gitmek, insan-doğa ilişkisini yalnızca bilimsel değil, felsefi, ahlaki ve şiirsel bir perspektiften ele alıyor. Homeros'tan Lucretius'a, Aristoteles'ten Thoreau'ya uzanan geniş bir düşünsel arka planla yazılmış bu kitap, doğayla uyum içinde yaşamanın unutulmuş yollarını gün yüzüne çıkarıyor. Usher, modern yaşamın krizlerine karşı, doğanın kendisini rehber almamızı ve doğayı gözlemlemeyi, ona uyum sağlamayı, sınırlarımızı bilmeyi öneriyor.
Doğanın İzinden Gitmek, hem bir uyanış çağrısı hem de bir yeniden hatırlama metni. Doğayı sömürülecek bir kaynak olarak değil, birlikte yaşanacak bir ortak olarak görmeye davet ediyor. İnsan merkezli düşünüşün sınırlarını zorlayarak, bize gerçek anlamda insan olmanın, doğayla birlikte düşünmeyi öğrenmekle mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Doğanın bilgeliğine kulak vermek, yalnızca ekolojik bir zorunluluk değil, aynı zamanda modern insanın kaybettiği yolunu bulma fırsatıdır: Kendimizi anlamanın yolu, doğayı yeniden anlamaktan geçer.
Mark D. Usher, antik düşünceyle çağdaş ekoloji arasında kurduğu köprüyle bu soruyu sarsıcı biçimde yeniden soruyor. Doğanın İzinden Gitmek, insan-doğa ilişkisini yalnızca bilimsel değil, felsefi, ahlaki ve şiirsel bir perspektiften ele alıyor. Homeros'tan Lucretius'a, Aristoteles'ten Thoreau'ya uzanan geniş bir düşünsel arka planla yazılmış bu kitap, doğayla uyum içinde yaşamanın unutulmuş yollarını gün yüzüne çıkarıyor. Usher, modern yaşamın krizlerine karşı, doğanın kendisini rehber almamızı ve doğayı gözlemlemeyi, ona uyum sağlamayı, sınırlarımızı bilmeyi öneriyor.
Doğanın İzinden Gitmek, hem bir uyanış çağrısı hem de bir yeniden hatırlama metni. Doğayı sömürülecek bir kaynak olarak değil, birlikte yaşanacak bir ortak olarak görmeye davet ediyor. İnsan merkezli düşünüşün sınırlarını zorlayarak, bize gerçek anlamda insan olmanın, doğayla birlikte düşünmeyi öğrenmekle mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Doğanın bilgeliğine kulak vermek, yalnızca ekolojik bir zorunluluk değil, aynı zamanda modern insanın kaybettiği yolunu bulma fırsatıdır: Kendimizi anlamanın yolu, doğayı yeniden anlamaktan geçer.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.