“Ben dokuzunda öleceğidim. Bu hayat bana Allah'ın lütfudur,” demiş Kırkyaşaryan çocuklarına, 91 yıllık ömrünün son demlerinde.
En iyi kullandığı dil hep Türkçe olmuş.
Tehcir anılarını onlarca yıl teybe okurken bile ismini vermekten ürken, “Benim ismim M. K.” diye söze başlayan “Manuel Usta”nın anlattıkları insanı ürpertiyor. Ama sadece korkunç olayların ürpertisi değil bu. Manuel Usta'nın yaşadığı büyük acıları kinle değil, bu anıları yayına hazırlayan Baskın Oran'ın dediği gibi affetmeye hazır, sevmeye hazır bir dille anlatması, başka bir türlü sarsıyor insanı!.. Fecaatin ortasında, ‘iyiliğin' küçük alametlerine, hayatın gücüne tutunmaya çalışan bu dil, muhtemelen Manuel Usta'nın geçmişin kabusuyla başetmek için bulduğu bir yordam. (Arka kapaktan)
“Ben dokuzunda öleceğidim. Bu hayat bana Allah'ın lütfudur,” demiş Kırkyaşaryan çocuklarına, 91 yıllık ömrünün son demlerinde.
En iyi kullandığı dil hep Türkçe olmuş.
Tehcir anılarını onlarca yıl teybe okurken bile ismini vermekten ürken, “Benim ismim M. K.” diye söze başlayan “Manuel Usta”nın anlattıkları insanı ürpertiyor. Ama sadece korkunç olayların ürpertisi değil bu. Manuel Usta'nın yaşadığı büyük acıları kinle değil, bu anıları yayına hazırlayan Baskın Oran'ın dediği gibi affetmeye hazır, sevmeye hazır bir dille anlatması, başka bir türlü sarsıyor insanı!.. Fecaatin ortasında, ‘iyiliğin' küçük alametlerine, hayatın gücüne tutunmaya çalışan bu dil, muhtemelen Manuel Usta'nın geçmişin kabusuyla başetmek için bulduğu bir yordam. (Arka kapaktan)