#smrgSAHAF Ölüler Evinden Anılar -

Stok Kodu:
1199002869
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
380 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1990
Çeviren:
Nihal.Yalaza Taluy
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199002869
389033
Ölüler Evinden Anılar -
Ölüler Evinden Anılar - #smrgSAHAF
0.00
Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski'nin sürgünden döndükten beş yıl sonra, 1831'de yayımlanan ünlü yapıtıdır. Kitap yazarın kürek cezasına çarptırılıp sürüldüğü Sibirya'daki kişisel deneylerini yansıtır. Dostoyevski'nin Sibirya'daki yaşamı, ama özellikle de oradaki insanlar anlatılır. Kitabın kendine özgü bir yapısı vardır.Ortak bir çizgiyle bağlanan ayrı ayrı öykülerden oluşur. Yazar yalnızca Sibirya kürek cehennemini sergilemekle yetinmez bir ruhbilimci ustalığıyla gözlemlediği mahkumların portrelerini çizer. Hayvansı içgüdelere sahip dev yapılı Tatar Gazin, kalıp ve kurallara bağlı eski Kazak subayı Akim Akimiç, hep kararsız, kaygılı yaşayan Petrov, yazarın okuma yazma öğrettiği saf ve sevecen dağlı Ali, bu unutulmaz portrelerden birkaçıdır.

Gerçek, anlatılan bir hikâyeden daha etkilidir." Sibirya'da geçen dört yıllık bir sürgün hayatı, Dostoyevski'nin gerçeğiydi. Bu gerçek, onun ve onunla aynı kaderi paylaşan binlerce mahkûmun iç dünyalarındaki duyguların gerçekliğiyle birleşince ortaya, her biri bambaşka anlamlar taşıyan öyküler çıkıyor. Bu öyküler, diri diri mezara gömülmüş hayatların, ayaklarındaki zincirlerden ziyade ruhlarındaki prangalardan kurtulmaya çalışan Goryançikov'un, Akim Akimiç'in, Petrov'un, Ali'nin öyküsü; ezilmişliğin, mücadelenin, bencilliğin, dışlanmışlığın, yalnızlığın ve onları ayakta tutan en önemli şeyin, umudun öyküsü. Dostoyevski insanı yine en ince yerinden, insanlığından yakalıyor. Bizlere de yalnızca bu lezzeti tatmak kalıyor.

Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski'nin sürgünden döndükten beş yıl sonra, 1831'de yayımlanan ünlü yapıtıdır. Kitap yazarın kürek cezasına çarptırılıp sürüldüğü Sibirya'daki kişisel deneylerini yansıtır. Dostoyevski'nin Sibirya'daki yaşamı, ama özellikle de oradaki insanlar anlatılır. Kitabın kendine özgü bir yapısı vardır.Ortak bir çizgiyle bağlanan ayrı ayrı öykülerden oluşur. Yazar yalnızca Sibirya kürek cehennemini sergilemekle yetinmez bir ruhbilimci ustalığıyla gözlemlediği mahkumların portrelerini çizer. Hayvansı içgüdelere sahip dev yapılı Tatar Gazin, kalıp ve kurallara bağlı eski Kazak subayı Akim Akimiç, hep kararsız, kaygılı yaşayan Petrov, yazarın okuma yazma öğrettiği saf ve sevecen dağlı Ali, bu unutulmaz portrelerden birkaçıdır.

Gerçek, anlatılan bir hikâyeden daha etkilidir." Sibirya'da geçen dört yıllık bir sürgün hayatı, Dostoyevski'nin gerçeğiydi. Bu gerçek, onun ve onunla aynı kaderi paylaşan binlerce mahkûmun iç dünyalarındaki duyguların gerçekliğiyle birleşince ortaya, her biri bambaşka anlamlar taşıyan öyküler çıkıyor. Bu öyküler, diri diri mezara gömülmüş hayatların, ayaklarındaki zincirlerden ziyade ruhlarındaki prangalardan kurtulmaya çalışan Goryançikov'un, Akim Akimiç'in, Petrov'un, Ali'nin öyküsü; ezilmişliğin, mücadelenin, bencilliğin, dışlanmışlığın, yalnızlığın ve onları ayakta tutan en önemli şeyin, umudun öyküsü. Dostoyevski insanı yine en ince yerinden, insanlığından yakalıyor. Bizlere de yalnızca bu lezzeti tatmak kalıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat