#smrgKİTABEVİ Toplumsal Cinsiyet ve Bir Kadın Hakları Hareketi Olarak Feminizm - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253851576
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
280
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
254,15
Havale/EFT ile:
246,53
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241841
629040

https://www.simurgkitabevi.com/toplumsal-cinsiyet-ve-bir-kadin-haklari-hareketi-olarak-feminizm-2025
Toplumsal Cinsiyet ve Bir Kadın Hakları Hareketi Olarak Feminizm - 2025 #smrgKİTABEVİ
254.15
Uzun zamandır toplumsal cinsiyet ve feminizm kavramları çerçevesinde bir çalışma kurguluyorum. Ancak her iki kavram da o kadar çok yön ve içerik gerektiriyor ki nereden başlayıp nerede durmam gerektiğine karar vermek oldukça zordu. Bu zorluğa kadınların tarih boyunca ve günümüzde yaşadıkları ayrımcılıklar ve hak kayıpları eşlik ettiğinde, içinden çıkılması zor bir süreçte olduğumu daha iyi kavramış oldum. Erkek bedeni ideal bir ölçü yapılarak tanımlanmaya çalışılan kadın, tarihin derinliklerinde ve hala günümüzde cinsiyet ayrımcılıklarının ve eşitsizliklerin hedefidir.
Gelenek, din, kültür, savaş, çatışma, göç, şiddet, yoksulluk gibi unsurlar kadınların karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkları derinleştirmektedir. Maruz kalınan ayrımcı uygulamaların birer insan hakkı ihlali olduğunu ve kadınların tüm bireyler gibi doğuştan sahip olmaları gereken eşit, adil ve onurlu bir yaşam hakkının evrenselliğini vurgulamak bizim açımızdan oldukça önemlidir.
Kadınlar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilk maddesinde yer alan “Bütün insanlar özgürlük, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ifadesinde yer alan “bütün insanlar” kavramının içinde yer aldıklarını (kapsandıklarını) anlatmak ve kanıtlamak için çok yönlü bir mücadele süreci ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu bağlamda kadınların insan haklarına erişim konusunda ne denli uzun ve yorucu bir hak mücadelesi tarihinden geldiğini ifade etmek ve görünür kılınmasına katkıda bulunmak bu çalışmanın temel hedefi oldu.
Gelenek, din, kültür, savaş, çatışma, göç, şiddet, yoksulluk gibi unsurlar kadınların karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkları derinleştirmektedir. Maruz kalınan ayrımcı uygulamaların birer insan hakkı ihlali olduğunu ve kadınların tüm bireyler gibi doğuştan sahip olmaları gereken eşit, adil ve onurlu bir yaşam hakkının evrenselliğini vurgulamak bizim açımızdan oldukça önemlidir.
Kadınlar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilk maddesinde yer alan “Bütün insanlar özgürlük, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ifadesinde yer alan “bütün insanlar” kavramının içinde yer aldıklarını (kapsandıklarını) anlatmak ve kanıtlamak için çok yönlü bir mücadele süreci ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu bağlamda kadınların insan haklarına erişim konusunda ne denli uzun ve yorucu bir hak mücadelesi tarihinden geldiğini ifade etmek ve görünür kılınmasına katkıda bulunmak bu çalışmanın temel hedefi oldu.
Uzun zamandır toplumsal cinsiyet ve feminizm kavramları çerçevesinde bir çalışma kurguluyorum. Ancak her iki kavram da o kadar çok yön ve içerik gerektiriyor ki nereden başlayıp nerede durmam gerektiğine karar vermek oldukça zordu. Bu zorluğa kadınların tarih boyunca ve günümüzde yaşadıkları ayrımcılıklar ve hak kayıpları eşlik ettiğinde, içinden çıkılması zor bir süreçte olduğumu daha iyi kavramış oldum. Erkek bedeni ideal bir ölçü yapılarak tanımlanmaya çalışılan kadın, tarihin derinliklerinde ve hala günümüzde cinsiyet ayrımcılıklarının ve eşitsizliklerin hedefidir.
Gelenek, din, kültür, savaş, çatışma, göç, şiddet, yoksulluk gibi unsurlar kadınların karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkları derinleştirmektedir. Maruz kalınan ayrımcı uygulamaların birer insan hakkı ihlali olduğunu ve kadınların tüm bireyler gibi doğuştan sahip olmaları gereken eşit, adil ve onurlu bir yaşam hakkının evrenselliğini vurgulamak bizim açımızdan oldukça önemlidir.
Kadınlar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilk maddesinde yer alan “Bütün insanlar özgürlük, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ifadesinde yer alan “bütün insanlar” kavramının içinde yer aldıklarını (kapsandıklarını) anlatmak ve kanıtlamak için çok yönlü bir mücadele süreci ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu bağlamda kadınların insan haklarına erişim konusunda ne denli uzun ve yorucu bir hak mücadelesi tarihinden geldiğini ifade etmek ve görünür kılınmasına katkıda bulunmak bu çalışmanın temel hedefi oldu.
Gelenek, din, kültür, savaş, çatışma, göç, şiddet, yoksulluk gibi unsurlar kadınların karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkları derinleştirmektedir. Maruz kalınan ayrımcı uygulamaların birer insan hakkı ihlali olduğunu ve kadınların tüm bireyler gibi doğuştan sahip olmaları gereken eşit, adil ve onurlu bir yaşam hakkının evrenselliğini vurgulamak bizim açımızdan oldukça önemlidir.
Kadınlar, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilk maddesinde yer alan “Bütün insanlar özgürlük, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” ifadesinde yer alan “bütün insanlar” kavramının içinde yer aldıklarını (kapsandıklarını) anlatmak ve kanıtlamak için çok yönlü bir mücadele süreci ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu bağlamda kadınların insan haklarına erişim konusunda ne denli uzun ve yorucu bir hak mücadelesi tarihinden geldiğini ifade etmek ve görünür kılınmasına katkıda bulunmak bu çalışmanın temel hedefi oldu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.