#smrgKİTABEVİ Toprak ve Gelenek : Konya Dağ Köyleri - 2005
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Gezi Dizisi
ISBN-10:
9758867547
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Ciltçi:
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
141 s.
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
304,00
Havale/EFT ile:
294,88
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199064820
450757
https://www.simurgkitabevi.com/toprak-ve-gelenek-konya-dag-koyleri-2005
Toprak ve Gelenek : Konya Dağ Köyleri - 2005 #smrgKİTABEVİ
304.00
“Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlalar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzları emiştirme , çocuk yoksa kuzuları otlama kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve katkıda bulunurlar. Özellikle konar göçer yörük obaları toroslarda yaylaya çıktıklarında ıstarlarını mutlaka kurarlar ve günlük işleri bitince ıstarın başına otururlar. Taşkent ile Gevne arasındaki tepelerde gördüğüm bir yörük anası ile kızı sabah ve akşam serinliğinde ekin işliyorlar, öğle sıcağında, bir yaban armudunun altına kurdukları ıstarda kilim dokuyorlardı.”
“beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcaklık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerinizi incitirsiniz.”
“beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcaklık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerinizi incitirsiniz.”
“Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlalar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzları emiştirme , çocuk yoksa kuzuları otlama kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve katkıda bulunurlar. Özellikle konar göçer yörük obaları toroslarda yaylaya çıktıklarında ıstarlarını mutlaka kurarlar ve günlük işleri bitince ıstarın başına otururlar. Taşkent ile Gevne arasındaki tepelerde gördüğüm bir yörük anası ile kızı sabah ve akşam serinliğinde ekin işliyorlar, öğle sıcağında, bir yaban armudunun altına kurdukları ıstarda kilim dokuyorlardı.”
“beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcaklık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerinizi incitirsiniz.”
“beldelerimizde insan yüzleri hep sıcak, hep konuksever sıcaklık bir merhabanız gönül kapılarını açıveriyor. Onlarla birlikteyken ne yüzünüzü buruşturun ne ikramlarını geri çevirin çünkü o güzelim yürüklerinizi incitirsiniz.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.