#smrgKİTABEVİ Yenilgi Tuzağı - 2001

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Cantekin Matbaacılık
Dizi Adı:
Araştırma - İnceleme Dizisi
ISBN-10:
9758382551
Stok Kodu:
1199022746
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
239 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199022746
408842
Yenilgi Tuzağı -        2001
Yenilgi Tuzağı - 2001 #smrgKİTABEVİ
0.00
Türkiye, ‘Nizam - ı Cedit'ten ‘Güçlü ekonomiye geçiş programı'na kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı'da ortaya çıkan kapitalizme ‘uyum sağlamak' vardı. Nizam - ı Cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, ‘istikrar', ‘yapısal uyum', şimdilerde ‘güçlü ekonomiye geçiş' vb... esas itibariyle sömürgeleşmenin başka kavramlarla ifadesinden ve başka araçlarla sürdürülmesinden başka bir şey değildi. Velhasıl, kapitalist gelişmenin farklı evrelerine ‘uyumu' ifade eden, olup - bitenleri meşrulaştıran, kavramın gerçek anlamında bir ‘retorikti'.

Dünyanın geri kalanının da kapitalizmin ilk defa ortaya çıktığı ve ortaya çıkar çıkmaz hakim durumuna gelen emperyalist ülkeler gibi olması, onlara ‘benzemesi', iki bakımdan olanaksızdır: Birincisi, kapitalist üretim tarzı kutuplaştırıcıdır, hiyerarşi üretmeye mahkumdur; ikincisi de, herkesi Batı gibi ‘zengin' ve ‘müreffeh' olması ekolojik sınırlılık nedeniyle olanaksızdır. Artık iflas eden, iflası sürekli tekrarlanan bu ‘yenilgi tuzağı'ndan kurtulmanın, paradigmanın iflas ettiğini kabullenmenin, velhasıl paradigmayı değiştirmenin zamanı gelmiş olmalıdır.

Türkiye, ‘Nizam - ı Cedit'ten ‘Güçlü ekonomiye geçiş programı'na kadar iki yüz yıldır bir yenilgi tuzağına düşmekten yakayı kurtaramadı. Bütün bu zaman zarfında üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep aynı anlama gelen şeylerdi. Hepsinin ortak paydasında Batı'da ortaya çıkan kapitalizme ‘uyum sağlamak' vardı. Nizam - ı Cedit, asrileşme, muasırlaşma -daha sonra bu kavram çağdaşlaşma olarak yeniden sahneye çıkacaktı-, batılılaşma, modernleşme, kalkınma, ‘istikrar', ‘yapısal uyum', şimdilerde ‘güçlü ekonomiye geçiş' vb... esas itibariyle sömürgeleşmenin başka kavramlarla ifadesinden ve başka araçlarla sürdürülmesinden başka bir şey değildi. Velhasıl, kapitalist gelişmenin farklı evrelerine ‘uyumu' ifade eden, olup - bitenleri meşrulaştıran, kavramın gerçek anlamında bir ‘retorikti'.

Dünyanın geri kalanının da kapitalizmin ilk defa ortaya çıktığı ve ortaya çıkar çıkmaz hakim durumuna gelen emperyalist ülkeler gibi olması, onlara ‘benzemesi', iki bakımdan olanaksızdır: Birincisi, kapitalist üretim tarzı kutuplaştırıcıdır, hiyerarşi üretmeye mahkumdur; ikincisi de, herkesi Batı gibi ‘zengin' ve ‘müreffeh' olması ekolojik sınırlılık nedeniyle olanaksızdır. Artık iflas eden, iflası sürekli tekrarlanan bu ‘yenilgi tuzağı'ndan kurtulmanın, paradigmanın iflas ettiğini kabullenmenin, velhasıl paradigmayı değiştirmenin zamanı gelmiş olmalıdır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat