#smrgKİTABEVİ Ekrem Alican Günlükler (1954-1956) - 2022

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9750852978
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199094752
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
232
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
162,50
Havale/EFT ile: 157,63
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199094752
480575
Ekrem Alican Günlükler (1954-1956) -        2022
Ekrem Alican Günlükler (1954-1956) - 2022 #smrgKİTABEVİ
162.50
Bu kitap Ekrem Alican'ın 1954-1956 yılları arasında tuttuğu günlüklerden oluşmaktadır. Politikaya Demokrat Parti saflarında başlayan, Menderes'in baskıcı politikalarına karşı çıkarak DP'den ayrılıp Hürriyet Partisi'ni ve daha sonra Yeni Türkiye Partisi'ni kurup Maliye Bakanlığı, Başbakanlık Yardımcılığı yapan Alican çok partili Türk siyasi hayatının ilginç kişilerinden biridir. Askerî darbeler, darbe girişimleri, seçim ittifakla­rı, koalisyonlarla dolu çalkantılı bir dönemde siyaset yapmış ilkeli bir siyasetçinin her ne pahasına olursa olsun inandığı fikirlerden taviz vermeden nasıl mücadele ettiğini bu günlükte okuyacaksınız.

Yüz yıldan fazla bir zamandan beri memleketimizde devam edegelen hürriyet mücadelesinin bazen siyasi ve tarihî şartların elverişsizliği, bazen de lider mevkiinde olanların davaya sadakatsizlikleri yüzünden hâlâ başarıya ulaşmamış olması cidden elem vericidir.

Yakın tarihimizin tecrübeleri, milletimizin demokrasiye layık olduğunu ve bu rejimin gerektirdiği olgunluğa sahip bulunduğunu ispat ettiği hâlde rejim Batılı manasında esaslarını kavramamış ve davaya yürekten inanmamış insanlar tarafından bir defa daha tereddiye uğratılmıştır. Son DP tecrübesi bunun hazin ve acı bir misali olmuştur.

Her şeyden evvel bir zihniyet ve terbiye meselesi olan demokratik ruhun keyfiliğe ve iktidar hırsına kurban edilmiş olması, memleketimizi siyasi, idari, içtimai ve iktisadi sahalarda gerekli inkişaflardan mahrum bırakmıştır. Her sahada büyük bir süratle gelişen muasır milletler arasında yer almanın, millî bekamızı temin etmenin ve Batı medeniyeti seviyesine yükselmenin tek yolu, Batılı manasında demokrasiyi bütün in­kişaflarıyla gerçekleştirmektir.

Batılı manada demokrasiden, amme işlerinin görülmesine, bütün vatandaşların iş­tiraki ve bu işlerin tam bir münakaşa, müzakere ve murakabe serbestisi içinde yürü­tülmesi, hakikatin, namusun, fazilet ve vatanperverliğin hiçbir kimsenin inhisarında bulunmaması hususları anlaşılır. Demokratik rejim, hareket noktasında insanın biza­tihi bir değer olduğunu kabul ettiği gibi gayesi itibarıyla da ferde kendini çevreleyen cemiyet içinde azami hürriyet, refah, saadet ve gelişme imkânlarının sağlanmasını hedef tutar. Bu bakımdan insan hak ve hürriyetleri demokratik rejimin temellerini teşkil ederler.

Demokrat Parti sevk ve idaresinin demokratik rejimin gelişmesini sağlayacak asgari bir zihniyete sahip olmayışı, program ve tüzüğündeki ana prensip ve hedeflere bil­hassa son yıllarda aykırı bir yol tutmuş olması yüzünden artık bu partide aradığımızı milletle beraber bulamaz olduk. Ta 1946 yılından beri kuruluşuna her birimizin emek ve programına fikir katıp gönül verdiğimiz fakat siyasi faaliyetimiz için zaruri olan de­mokratik havanın bozulmuş olmasından dolayı DP'den ayrılmak zorunda bırakıldık. İşte bu yüzdendir ki milletçe izhar edilen arzuyu göz önünde tutarak yeni bir parti kurmak lüzum ve zaruretini duyduk. Kuracağımız partinin adı “Hürriyet Partisi” olacaktır.

Ekrem Alican (5 Mayıs 1916, Adapazarı-17 Haziran 2000, İstanbul) 1937'de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. 1950'de Demokrat Parti listesinden milletvekili seçildi. 1955'ten sonra siyasi yaşamına Hürriyet Partisi'nde devam etti. 1960 ihtilalinden sonra kurulan ilk hükümette Maliye Bakanı olarak görev aldı. 1961'de Yeni Türkiye Partisi'ni kurdu. 1969 yılı sonunda politikadan ayrıldı (kendi kaleminden ayrıntılı özgeçmişi için bkz. s. 373).
Bu kitap Ekrem Alican'ın 1954-1956 yılları arasında tuttuğu günlüklerden oluşmaktadır. Politikaya Demokrat Parti saflarında başlayan, Menderes'in baskıcı politikalarına karşı çıkarak DP'den ayrılıp Hürriyet Partisi'ni ve daha sonra Yeni Türkiye Partisi'ni kurup Maliye Bakanlığı, Başbakanlık Yardımcılığı yapan Alican çok partili Türk siyasi hayatının ilginç kişilerinden biridir. Askerî darbeler, darbe girişimleri, seçim ittifakla­rı, koalisyonlarla dolu çalkantılı bir dönemde siyaset yapmış ilkeli bir siyasetçinin her ne pahasına olursa olsun inandığı fikirlerden taviz vermeden nasıl mücadele ettiğini bu günlükte okuyacaksınız.

Yüz yıldan fazla bir zamandan beri memleketimizde devam edegelen hürriyet mücadelesinin bazen siyasi ve tarihî şartların elverişsizliği, bazen de lider mevkiinde olanların davaya sadakatsizlikleri yüzünden hâlâ başarıya ulaşmamış olması cidden elem vericidir.

Yakın tarihimizin tecrübeleri, milletimizin demokrasiye layık olduğunu ve bu rejimin gerektirdiği olgunluğa sahip bulunduğunu ispat ettiği hâlde rejim Batılı manasında esaslarını kavramamış ve davaya yürekten inanmamış insanlar tarafından bir defa daha tereddiye uğratılmıştır. Son DP tecrübesi bunun hazin ve acı bir misali olmuştur.

Her şeyden evvel bir zihniyet ve terbiye meselesi olan demokratik ruhun keyfiliğe ve iktidar hırsına kurban edilmiş olması, memleketimizi siyasi, idari, içtimai ve iktisadi sahalarda gerekli inkişaflardan mahrum bırakmıştır. Her sahada büyük bir süratle gelişen muasır milletler arasında yer almanın, millî bekamızı temin etmenin ve Batı medeniyeti seviyesine yükselmenin tek yolu, Batılı manasında demokrasiyi bütün in­kişaflarıyla gerçekleştirmektir.

Batılı manada demokrasiden, amme işlerinin görülmesine, bütün vatandaşların iş­tiraki ve bu işlerin tam bir münakaşa, müzakere ve murakabe serbestisi içinde yürü­tülmesi, hakikatin, namusun, fazilet ve vatanperverliğin hiçbir kimsenin inhisarında bulunmaması hususları anlaşılır. Demokratik rejim, hareket noktasında insanın biza­tihi bir değer olduğunu kabul ettiği gibi gayesi itibarıyla da ferde kendini çevreleyen cemiyet içinde azami hürriyet, refah, saadet ve gelişme imkânlarının sağlanmasını hedef tutar. Bu bakımdan insan hak ve hürriyetleri demokratik rejimin temellerini teşkil ederler.

Demokrat Parti sevk ve idaresinin demokratik rejimin gelişmesini sağlayacak asgari bir zihniyete sahip olmayışı, program ve tüzüğündeki ana prensip ve hedeflere bil­hassa son yıllarda aykırı bir yol tutmuş olması yüzünden artık bu partide aradığımızı milletle beraber bulamaz olduk. Ta 1946 yılından beri kuruluşuna her birimizin emek ve programına fikir katıp gönül verdiğimiz fakat siyasi faaliyetimiz için zaruri olan de­mokratik havanın bozulmuş olmasından dolayı DP'den ayrılmak zorunda bırakıldık. İşte bu yüzdendir ki milletçe izhar edilen arzuyu göz önünde tutarak yeni bir parti kurmak lüzum ve zaruretini duyduk. Kuracağımız partinin adı “Hürriyet Partisi” olacaktır.

Ekrem Alican (5 Mayıs 1916, Adapazarı-17 Haziran 2000, İstanbul) 1937'de Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. 1950'de Demokrat Parti listesinden milletvekili seçildi. 1955'ten sonra siyasi yaşamına Hürriyet Partisi'nde devam etti. 1960 ihtilalinden sonra kurulan ilk hükümette Maliye Bakanı olarak görev aldı. 1961'de Yeni Türkiye Partisi'ni kurdu. 1969 yılı sonunda politikadan ayrıldı (kendi kaleminden ayrıntılı özgeçmişi için bkz. s. 373).
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat