#smrgKİTABEVİ Günah Af ve Bağışlanma : Dostoyevski - Mevlana - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786255749802
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Stok Kodu:
1199254588
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
63
Basım Yeri:
Ordu
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
93,60
Havale/EFT ile: 91,73
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199254588
641744
Günah Af ve Bağışlanma : Dostoyevski - Mevlana - 2025
Günah Af ve Bağışlanma : Dostoyevski - Mevlana - 2025 #smrgKİTABEVİ
93.60

Bir masanın üstünde üç şey durur: bir defter, bir ip yumağı, bir mühür. Ve dördüncü şey - adı konmayan - boş bir sandalye: yokluğun, hakkın ve suskunluğun oturduğu yer. “Günah, af ve bağışlanma” üzerine bu zamansız fikir düellosunda Mevlânâ ile Dostoyevski (kurgu figürler) aynı soruya iki ayrı ontolojiyle saldırır: Biri günahı “kopuş”un yarası gibi okur; diğeri “seçim”in ağır sorumluluğu gibi. Merhamet bir şifa mı, yoksa yetkisiz bir zorbalık mı? Adalet bir onarım mı, yoksa insanı taşlaştıran bir hüküm mü? Her cümle bir bedel ister; her bedel, okuru rahatlatmak yerine daha derine çeker.

Bu kitap cevap dağıtmaz; sorunun bıçağını bırakmaz. Çünkü burada affın sahibi, bağışlanmanın sınırı ve “kendini affetmek” denen şeyin ahlâkı, yalnız fikir olarak değil, içeriden kanayan bir deneyim olarak sınanır. Okur, haklıyı seçmeye çağrılmaz; “hangi bedel”i göreceği bir eşiğe çağrılır. Sayfalar ilerledikçe bir şey netleşir: Bazı yaraların adı yoktur - ama tam da bu yüzden, kelimelerimizin en tehlikelisi “affettim” değil, “bitti” olabilir.

Bir masanın üstünde üç şey durur: bir defter, bir ip yumağı, bir mühür. Ve dördüncü şey - adı konmayan - boş bir sandalye: yokluğun, hakkın ve suskunluğun oturduğu yer. “Günah, af ve bağışlanma” üzerine bu zamansız fikir düellosunda Mevlânâ ile Dostoyevski (kurgu figürler) aynı soruya iki ayrı ontolojiyle saldırır: Biri günahı “kopuş”un yarası gibi okur; diğeri “seçim”in ağır sorumluluğu gibi. Merhamet bir şifa mı, yoksa yetkisiz bir zorbalık mı? Adalet bir onarım mı, yoksa insanı taşlaştıran bir hüküm mü? Her cümle bir bedel ister; her bedel, okuru rahatlatmak yerine daha derine çeker.

Bu kitap cevap dağıtmaz; sorunun bıçağını bırakmaz. Çünkü burada affın sahibi, bağışlanmanın sınırı ve “kendini affetmek” denen şeyin ahlâkı, yalnız fikir olarak değil, içeriden kanayan bir deneyim olarak sınanır. Okur, haklıyı seçmeye çağrılmaz; “hangi bedel”i göreceği bir eşiğe çağrılır. Sayfalar ilerledikçe bir şey netleşir: Bazı yaraların adı yoktur - ama tam da bu yüzden, kelimelerimizin en tehlikelisi “affettim” değil, “bitti” olabilir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat