#smrgKİTABEVİ Irkçılık Karşısında Kürtler - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6256160279
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199241590
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
248
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
175,50
Havale/EFT ile: 170,24
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241590
628788
Irkçılık Karşısında Kürtler -        2025
Irkçılık Karşısında Kürtler - 2025 #smrgKİTABEVİ
175.50
Mustafa Kemal ve önderlik ettiği kadro, 'Müslüman Ahalinin uğruna savaştığı Hilafet, Saltanat, Vatan ve Şer'i Ahkâmın Uygulanması' olarak belirlenen gayelerine inanmadıklarını savaş bitince açığa vurdular. Onlara göre; sadece savaşın kazanılması için toplumun motivasyonunu sağlamak üzere kullanılan bu amaçlar gerektiği kadar kullanılmış ve artık bir değer ifade etmemektedir.

Ortak devlet kuracağını vadederek Kürtlerin desteğiyle siyasi otoriteye el koyan Cumhuriyetçi kadro, yönünü değiştirip Kürtleri düşman safına ittiğinden beri toplum devasa bir sorunla boğuşu- yor.

Solcuların ve Alevilerin Kemalizme, Dindarların Devlete, Kürtlerin Batıya bağlılığında görüldüğü üzere herkesin katiline âşık olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

İslam'a ve Müslümanlara verdikleri zarar ve yaptıkları saldırılar bakımından devletle Kürt siyasetini karşılaştıracak olursak; devle- tin kıyas kabul etmez biçimde önde olduğu görülecektir. Kürt siyasetinin asıl hedefi Kürtlerin haklarını gasp eden devlet olduğu için İslam'a ve Müslümanlara verdiği zarar oldukça sınırlıdır. Buna karşılık; topluma rağmen dayatmayla kurulan Ulus Devlet toplumsal hayatın belirleyici gücü olan İslam'ı ve Müslümanları öncelikli düşman olarak konumlandırmış, yüzyılların oluşmuş birikimini yok etmek için her yola başvurmuş, değerlerine saldırılarda bulun- muş ve onarılamayacak yıkımlara yol açmıştır. Bu açıdan bakıldığında; dindar camianın Kürt siyasetine karşı devletle paralel bir yerde durmasının makul, geçerli ve hakkaniyete uygun bir gerekçesi yoktur.
Mustafa Kemal ve önderlik ettiği kadro, 'Müslüman Ahalinin uğruna savaştığı Hilafet, Saltanat, Vatan ve Şer'i Ahkâmın Uygulanması' olarak belirlenen gayelerine inanmadıklarını savaş bitince açığa vurdular. Onlara göre; sadece savaşın kazanılması için toplumun motivasyonunu sağlamak üzere kullanılan bu amaçlar gerektiği kadar kullanılmış ve artık bir değer ifade etmemektedir.

Ortak devlet kuracağını vadederek Kürtlerin desteğiyle siyasi otoriteye el koyan Cumhuriyetçi kadro, yönünü değiştirip Kürtleri düşman safına ittiğinden beri toplum devasa bir sorunla boğuşu- yor.

Solcuların ve Alevilerin Kemalizme, Dindarların Devlete, Kürtlerin Batıya bağlılığında görüldüğü üzere herkesin katiline âşık olduğu bir ülkede yaşıyoruz.

İslam'a ve Müslümanlara verdikleri zarar ve yaptıkları saldırılar bakımından devletle Kürt siyasetini karşılaştıracak olursak; devle- tin kıyas kabul etmez biçimde önde olduğu görülecektir. Kürt siyasetinin asıl hedefi Kürtlerin haklarını gasp eden devlet olduğu için İslam'a ve Müslümanlara verdiği zarar oldukça sınırlıdır. Buna karşılık; topluma rağmen dayatmayla kurulan Ulus Devlet toplumsal hayatın belirleyici gücü olan İslam'ı ve Müslümanları öncelikli düşman olarak konumlandırmış, yüzyılların oluşmuş birikimini yok etmek için her yola başvurmuş, değerlerine saldırılarda bulun- muş ve onarılamayacak yıkımlara yol açmıştır. Bu açıdan bakıldığında; dindar camianın Kürt siyasetine karşı devletle paralel bir yerde durmasının makul, geçerli ve hakkaniyete uygun bir gerekçesi yoktur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat