#smrgKİTABEVİ Kadın ve Felsefe - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6253852764
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
212
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
254,15
Havale/EFT ile:
246,53
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199247271
634413
https://www.simurgkitabevi.com/kadin-ve-felsefe-2025
Kadın ve Felsefe - 2025 #smrgKİTABEVİ
254.15
Genişletilmiş ve yeniden düzenlenmiş ikinci baskıda metnin stratejik ironisi bozulmadı. Ancak bazı bölümlerde, özellikle ataerkil düşüncenin kendi dilinden parodisini yapan bölümlerde, ironinin daha görünür olabilmesi için küçük düzenlemeler yapıldı. “Acaba bu anlatı gerçekten mi onaylıyor, yoksa kendisiyle mi alay ediyor?” sorusunu okurun zihninde canlı tutacak bir yapı korunmaya çalışıldı. Bu soruyu sormadan edemeyen dikkatli ve sabırlı okur, aslında kitabın tam da hedeflediği etkileşime dahil olmuş olur. Kadını doğrudan aşağılayan ya da ikincilleştiren kimi ifadeler, bağlamından koparıldığında mizojinik gibi algılanabilecek olsa da ironinin
taşıyıcısı olarak yerinde bırakıldı. Çünkü bu kitap ne sadece kadını savunmakta ne de yalnızca ataerkiyi yermektedir; daha derin bir şey denemektedir: Düşüncenin içini boşaltan ya da onu eril usa hasreden tüm yapıları, o yapıların içinden konuşarak
görünür kılmak. Bu nedenle kitabın anlatısı, yalnızca ne söylediğiyle değil, nasıl söylediğiyle de tartışmaya açılmak ister.
Bu baskıda, metnin ana yapısı büyük ölçüde aynen bırakıldı ancak birçok noktada felsefi arka plan daha görünür hale getirildi. Özne-nesne ilişkisi, iktidar, yabancılaşma ve öznellik gibi kavramlar daha açık biçimde işaretlendi; bazı bölümlere yapılan eklemelerle metnin ana fikrinin izi, düşünsel olarak derinlere kadar sürüldü. Anlatım dili ise önceki baskıya göre daha az dolayımlı ama hâlâ ironik bir yörüngede seyrediyor. Ayrıca ilk baskının kimi bölümlerinde görülen, belki de acemi bir yazarın samimi ama dağınık günlüklerini andıran bazı parçalar bu baskıdan çıkarıldı. Kitabın ana izleğiyle doğrudan ilişkisi olmayan bu bölümler, içtenlikleriyle dikkat çekse de düşünsel bütünlüğü zedeliyordu. Bu sadeleştirme hem odaklanmayı kolaylaştırdı hem de yazarın üslubundaki olgunlaşmanın izlerini daha net görünür kıldı. Yapısal olarak bazı dağınıklıklar ise bilinçli biçimde korunmuştur. Konular bazen keskin geçişlerle birbirine bağlanmış, imgeler (yol, han, yolcu, yerleşmek vb.) kimi zaman tekrar etmiştir. Bunlar, metnin düşünsel ritmini taşıyan salınımlar olarak düşünülmelidir. Cümleler bazen uzun ve devrik, bazen kısa ve bağlantılıdır. Çünkü düşüncenin kıvrımlarını izleyen bir anlatım dili tercih edilmiştir.
taşıyıcısı olarak yerinde bırakıldı. Çünkü bu kitap ne sadece kadını savunmakta ne de yalnızca ataerkiyi yermektedir; daha derin bir şey denemektedir: Düşüncenin içini boşaltan ya da onu eril usa hasreden tüm yapıları, o yapıların içinden konuşarak
görünür kılmak. Bu nedenle kitabın anlatısı, yalnızca ne söylediğiyle değil, nasıl söylediğiyle de tartışmaya açılmak ister.
Bu baskıda, metnin ana yapısı büyük ölçüde aynen bırakıldı ancak birçok noktada felsefi arka plan daha görünür hale getirildi. Özne-nesne ilişkisi, iktidar, yabancılaşma ve öznellik gibi kavramlar daha açık biçimde işaretlendi; bazı bölümlere yapılan eklemelerle metnin ana fikrinin izi, düşünsel olarak derinlere kadar sürüldü. Anlatım dili ise önceki baskıya göre daha az dolayımlı ama hâlâ ironik bir yörüngede seyrediyor. Ayrıca ilk baskının kimi bölümlerinde görülen, belki de acemi bir yazarın samimi ama dağınık günlüklerini andıran bazı parçalar bu baskıdan çıkarıldı. Kitabın ana izleğiyle doğrudan ilişkisi olmayan bu bölümler, içtenlikleriyle dikkat çekse de düşünsel bütünlüğü zedeliyordu. Bu sadeleştirme hem odaklanmayı kolaylaştırdı hem de yazarın üslubundaki olgunlaşmanın izlerini daha net görünür kıldı. Yapısal olarak bazı dağınıklıklar ise bilinçli biçimde korunmuştur. Konular bazen keskin geçişlerle birbirine bağlanmış, imgeler (yol, han, yolcu, yerleşmek vb.) kimi zaman tekrar etmiştir. Bunlar, metnin düşünsel ritmini taşıyan salınımlar olarak düşünülmelidir. Cümleler bazen uzun ve devrik, bazen kısa ve bağlantılıdır. Çünkü düşüncenin kıvrımlarını izleyen bir anlatım dili tercih edilmiştir.
Genişletilmiş ve yeniden düzenlenmiş ikinci baskıda metnin stratejik ironisi bozulmadı. Ancak bazı bölümlerde, özellikle ataerkil düşüncenin kendi dilinden parodisini yapan bölümlerde, ironinin daha görünür olabilmesi için küçük düzenlemeler yapıldı. “Acaba bu anlatı gerçekten mi onaylıyor, yoksa kendisiyle mi alay ediyor?” sorusunu okurun zihninde canlı tutacak bir yapı korunmaya çalışıldı. Bu soruyu sormadan edemeyen dikkatli ve sabırlı okur, aslında kitabın tam da hedeflediği etkileşime dahil olmuş olur. Kadını doğrudan aşağılayan ya da ikincilleştiren kimi ifadeler, bağlamından koparıldığında mizojinik gibi algılanabilecek olsa da ironinin
taşıyıcısı olarak yerinde bırakıldı. Çünkü bu kitap ne sadece kadını savunmakta ne de yalnızca ataerkiyi yermektedir; daha derin bir şey denemektedir: Düşüncenin içini boşaltan ya da onu eril usa hasreden tüm yapıları, o yapıların içinden konuşarak
görünür kılmak. Bu nedenle kitabın anlatısı, yalnızca ne söylediğiyle değil, nasıl söylediğiyle de tartışmaya açılmak ister.
Bu baskıda, metnin ana yapısı büyük ölçüde aynen bırakıldı ancak birçok noktada felsefi arka plan daha görünür hale getirildi. Özne-nesne ilişkisi, iktidar, yabancılaşma ve öznellik gibi kavramlar daha açık biçimde işaretlendi; bazı bölümlere yapılan eklemelerle metnin ana fikrinin izi, düşünsel olarak derinlere kadar sürüldü. Anlatım dili ise önceki baskıya göre daha az dolayımlı ama hâlâ ironik bir yörüngede seyrediyor. Ayrıca ilk baskının kimi bölümlerinde görülen, belki de acemi bir yazarın samimi ama dağınık günlüklerini andıran bazı parçalar bu baskıdan çıkarıldı. Kitabın ana izleğiyle doğrudan ilişkisi olmayan bu bölümler, içtenlikleriyle dikkat çekse de düşünsel bütünlüğü zedeliyordu. Bu sadeleştirme hem odaklanmayı kolaylaştırdı hem de yazarın üslubundaki olgunlaşmanın izlerini daha net görünür kıldı. Yapısal olarak bazı dağınıklıklar ise bilinçli biçimde korunmuştur. Konular bazen keskin geçişlerle birbirine bağlanmış, imgeler (yol, han, yolcu, yerleşmek vb.) kimi zaman tekrar etmiştir. Bunlar, metnin düşünsel ritmini taşıyan salınımlar olarak düşünülmelidir. Cümleler bazen uzun ve devrik, bazen kısa ve bağlantılıdır. Çünkü düşüncenin kıvrımlarını izleyen bir anlatım dili tercih edilmiştir.
taşıyıcısı olarak yerinde bırakıldı. Çünkü bu kitap ne sadece kadını savunmakta ne de yalnızca ataerkiyi yermektedir; daha derin bir şey denemektedir: Düşüncenin içini boşaltan ya da onu eril usa hasreden tüm yapıları, o yapıların içinden konuşarak
görünür kılmak. Bu nedenle kitabın anlatısı, yalnızca ne söylediğiyle değil, nasıl söylediğiyle de tartışmaya açılmak ister.
Bu baskıda, metnin ana yapısı büyük ölçüde aynen bırakıldı ancak birçok noktada felsefi arka plan daha görünür hale getirildi. Özne-nesne ilişkisi, iktidar, yabancılaşma ve öznellik gibi kavramlar daha açık biçimde işaretlendi; bazı bölümlere yapılan eklemelerle metnin ana fikrinin izi, düşünsel olarak derinlere kadar sürüldü. Anlatım dili ise önceki baskıya göre daha az dolayımlı ama hâlâ ironik bir yörüngede seyrediyor. Ayrıca ilk baskının kimi bölümlerinde görülen, belki de acemi bir yazarın samimi ama dağınık günlüklerini andıran bazı parçalar bu baskıdan çıkarıldı. Kitabın ana izleğiyle doğrudan ilişkisi olmayan bu bölümler, içtenlikleriyle dikkat çekse de düşünsel bütünlüğü zedeliyordu. Bu sadeleştirme hem odaklanmayı kolaylaştırdı hem de yazarın üslubundaki olgunlaşmanın izlerini daha net görünür kıldı. Yapısal olarak bazı dağınıklıklar ise bilinçli biçimde korunmuştur. Konular bazen keskin geçişlerle birbirine bağlanmış, imgeler (yol, han, yolcu, yerleşmek vb.) kimi zaman tekrar etmiştir. Bunlar, metnin düşünsel ritmini taşıyan salınımlar olarak düşünülmelidir. Cümleler bazen uzun ve devrik, bazen kısa ve bağlantılıdır. Çünkü düşüncenin kıvrımlarını izleyen bir anlatım dili tercih edilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.