#smrgKİTABEVİ Türkiye Solundan Manzaralar : 12 Eylül'de Yenilenler Üzerine Tarihsel Bir Deneme - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9753448260
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
300
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
266,00
Havale/EFT ile:
258,02
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241522
628721
https://www.simurgkitabevi.com/turkiye-solundan-manzaralar-12-eylulde-yenilenler-uzerine-tarihsel-bir-deneme-2025
Türkiye Solundan Manzaralar : 12 Eylül'de Yenilenler Üzerine Tarihsel Bir Deneme - 2025 #smrgKİTABEVİ
266.00
12 Mart 1971 darbesi Türkiye sosyalist hareketinde ciddi hasarlar yaratan bir yenilgiydi. Kesintiye uğrayan devrimci mücadelenin kadroları hapse atıldı, önderleri asılarak, vurularak ya da işkence edilerek öldürüldü. Ama hareket canlanıp yeniden büyümeyi başardı.
12 Eylül 1980 darbesiyse sosyalist hareketi uzun yıllar belini doğrultamayacağı bir krize sürükledi. Özellikle sosyalist solu dönüştürdü, kendini yenileme ve aşma potansiyelini elinden aldı. Çalışma, 12 Eylül yenilgisinin sosyalist hareketin dünü ve bugünü üzerinde neden bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurduğunu irdelemektedir. Yenilginin sebeplerinin sorgulanmasında, öz eleştiriden kaçınma, kendinde kabahat bulmama, ya hepimiz sorumluyuz deme ya da birbirini suçlama, sorumluluğu dışarıda arama, yenilgiyi düşmanın gücüne bağlama, yüzleşmek yerine sonucun zaten kaçınılmaz olduğuna varma vb. yaklaşımlarla sıkça karşılaşılır. Bu bakımdan çalışmanın bunları aşan bir giriş olması hedeflenmiştir.
12 Eylül yenilgisi, sosyalist sol için bir travmadır ve bunu aşmanın yegâne yolu sorumlulukları ortaya koymaktan, yaşananların anlamını ve nedenlerini sorgulamaktan yani olabildiğince objektif bir yüzleşmeden geçiyor. Kitap boyunca yenilgiler sürecinde Türkiye sosyalist hareketinin eksik ve hatalı yönlerini göstermeye çalışmamız bu nedenledir.
Çalışma Türkiye devrimci hareketinin geçmişi ve geleceği üzerine düşünenler ve düşünecek olanlara hitap etmektedir. Sonraki devrimci kuşakların, bugünkü çıkmaza sebep olan köhnemiş paradigmayı aşma göreviyle karşı karşıya kaldıklarında ilk başvuracakları kaynak, ortak tarihimiz olacaktır.
12 Eylül 1980 darbesiyse sosyalist hareketi uzun yıllar belini doğrultamayacağı bir krize sürükledi. Özellikle sosyalist solu dönüştürdü, kendini yenileme ve aşma potansiyelini elinden aldı. Çalışma, 12 Eylül yenilgisinin sosyalist hareketin dünü ve bugünü üzerinde neden bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurduğunu irdelemektedir. Yenilginin sebeplerinin sorgulanmasında, öz eleştiriden kaçınma, kendinde kabahat bulmama, ya hepimiz sorumluyuz deme ya da birbirini suçlama, sorumluluğu dışarıda arama, yenilgiyi düşmanın gücüne bağlama, yüzleşmek yerine sonucun zaten kaçınılmaz olduğuna varma vb. yaklaşımlarla sıkça karşılaşılır. Bu bakımdan çalışmanın bunları aşan bir giriş olması hedeflenmiştir.
12 Eylül yenilgisi, sosyalist sol için bir travmadır ve bunu aşmanın yegâne yolu sorumlulukları ortaya koymaktan, yaşananların anlamını ve nedenlerini sorgulamaktan yani olabildiğince objektif bir yüzleşmeden geçiyor. Kitap boyunca yenilgiler sürecinde Türkiye sosyalist hareketinin eksik ve hatalı yönlerini göstermeye çalışmamız bu nedenledir.
Çalışma Türkiye devrimci hareketinin geçmişi ve geleceği üzerine düşünenler ve düşünecek olanlara hitap etmektedir. Sonraki devrimci kuşakların, bugünkü çıkmaza sebep olan köhnemiş paradigmayı aşma göreviyle karşı karşıya kaldıklarında ilk başvuracakları kaynak, ortak tarihimiz olacaktır.
12 Mart 1971 darbesi Türkiye sosyalist hareketinde ciddi hasarlar yaratan bir yenilgiydi. Kesintiye uğrayan devrimci mücadelenin kadroları hapse atıldı, önderleri asılarak, vurularak ya da işkence edilerek öldürüldü. Ama hareket canlanıp yeniden büyümeyi başardı.
12 Eylül 1980 darbesiyse sosyalist hareketi uzun yıllar belini doğrultamayacağı bir krize sürükledi. Özellikle sosyalist solu dönüştürdü, kendini yenileme ve aşma potansiyelini elinden aldı. Çalışma, 12 Eylül yenilgisinin sosyalist hareketin dünü ve bugünü üzerinde neden bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurduğunu irdelemektedir. Yenilginin sebeplerinin sorgulanmasında, öz eleştiriden kaçınma, kendinde kabahat bulmama, ya hepimiz sorumluyuz deme ya da birbirini suçlama, sorumluluğu dışarıda arama, yenilgiyi düşmanın gücüne bağlama, yüzleşmek yerine sonucun zaten kaçınılmaz olduğuna varma vb. yaklaşımlarla sıkça karşılaşılır. Bu bakımdan çalışmanın bunları aşan bir giriş olması hedeflenmiştir.
12 Eylül yenilgisi, sosyalist sol için bir travmadır ve bunu aşmanın yegâne yolu sorumlulukları ortaya koymaktan, yaşananların anlamını ve nedenlerini sorgulamaktan yani olabildiğince objektif bir yüzleşmeden geçiyor. Kitap boyunca yenilgiler sürecinde Türkiye sosyalist hareketinin eksik ve hatalı yönlerini göstermeye çalışmamız bu nedenledir.
Çalışma Türkiye devrimci hareketinin geçmişi ve geleceği üzerine düşünenler ve düşünecek olanlara hitap etmektedir. Sonraki devrimci kuşakların, bugünkü çıkmaza sebep olan köhnemiş paradigmayı aşma göreviyle karşı karşıya kaldıklarında ilk başvuracakları kaynak, ortak tarihimiz olacaktır.
12 Eylül 1980 darbesiyse sosyalist hareketi uzun yıllar belini doğrultamayacağı bir krize sürükledi. Özellikle sosyalist solu dönüştürdü, kendini yenileme ve aşma potansiyelini elinden aldı. Çalışma, 12 Eylül yenilgisinin sosyalist hareketin dünü ve bugünü üzerinde neden bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurduğunu irdelemektedir. Yenilginin sebeplerinin sorgulanmasında, öz eleştiriden kaçınma, kendinde kabahat bulmama, ya hepimiz sorumluyuz deme ya da birbirini suçlama, sorumluluğu dışarıda arama, yenilgiyi düşmanın gücüne bağlama, yüzleşmek yerine sonucun zaten kaçınılmaz olduğuna varma vb. yaklaşımlarla sıkça karşılaşılır. Bu bakımdan çalışmanın bunları aşan bir giriş olması hedeflenmiştir.
12 Eylül yenilgisi, sosyalist sol için bir travmadır ve bunu aşmanın yegâne yolu sorumlulukları ortaya koymaktan, yaşananların anlamını ve nedenlerini sorgulamaktan yani olabildiğince objektif bir yüzleşmeden geçiyor. Kitap boyunca yenilgiler sürecinde Türkiye sosyalist hareketinin eksik ve hatalı yönlerini göstermeye çalışmamız bu nedenledir.
Çalışma Türkiye devrimci hareketinin geçmişi ve geleceği üzerine düşünenler ve düşünecek olanlara hitap etmektedir. Sonraki devrimci kuşakların, bugünkü çıkmaza sebep olan köhnemiş paradigmayı aşma göreviyle karşı karşıya kaldıklarında ilk başvuracakları kaynak, ortak tarihimiz olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.