#smrgKİTABEVİ Feminist Dehşet : Aşırılık Yanlısı Feminizme Kısa Bir Övgü - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786057872531
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199240001
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
96
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Sina Tekin
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
250,60
Havale/EFT ile: 240,60
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199240001
627184
Feminist Dehşet : Aşırılık Yanlısı Feminizme Kısa Bir Övgü -        2025
Feminist Dehşet : Aşırılık Yanlısı Feminizme Kısa Bir Övgü - 2025 #smrgKİTABEVİ
250.60
Başka bir seçeneğim kalmamıştı. O ölmese ben ölecektim…
Öldüğü için üzgünüm fakat çocuklarımla birlikte hayatta olduğum için pişman değilim…
Beni polis değil arkadaşlarım koruyor…
Amacım baskıcıya benzemek değil benim, ben baskıyı yok etmek istiyorum…

Defalarca, hatta belki yıllarca maruz kaldıkları şiddet, taciz ve tecavüz karşısında canına tak eden, hayatta kalmak için öldürmeye, şiddete başvurmaya mecbur bırakılan bu kadınların yarattığı dehşette, şiddetin taraf değiştirmesinin hiç mi payı yok?
Öyle ya, neyin şiddet yanlısı olup neyin olmadığını tanımlama ayrıcalığını elinde tutan, kurulu ataerkil iktidarın ta kendisi değil mi?
Ataerki için asıl dehşet verici olan, tam da bu kadınların örselenmiş bedenlerini karşılık veren bedenlere dönüştürmesi değil mi?

Irene, şiddeti feminizmin bir sorusu haline getirirken, dünyanın farklı köşelerinden kadınların hayatta kalma ve direniş hikâyelerinin doğurduğu bu sorulardan yola çıkıyor. Madem ataerkil şiddet döngüsünde kadınlar kaderlerinin hem ebedi kurbanı hem de suçlusu, belki de dehşet gerçekten taraf değiştirmeli. Binlerce yıllık şiddet tarihini sakin kalarak tersine çevirmek belki de mümkün değil.
Başka bir seçeneğim kalmamıştı. O ölmese ben ölecektim…
Öldüğü için üzgünüm fakat çocuklarımla birlikte hayatta olduğum için pişman değilim…
Beni polis değil arkadaşlarım koruyor…
Amacım baskıcıya benzemek değil benim, ben baskıyı yok etmek istiyorum…

Defalarca, hatta belki yıllarca maruz kaldıkları şiddet, taciz ve tecavüz karşısında canına tak eden, hayatta kalmak için öldürmeye, şiddete başvurmaya mecbur bırakılan bu kadınların yarattığı dehşette, şiddetin taraf değiştirmesinin hiç mi payı yok?
Öyle ya, neyin şiddet yanlısı olup neyin olmadığını tanımlama ayrıcalığını elinde tutan, kurulu ataerkil iktidarın ta kendisi değil mi?
Ataerki için asıl dehşet verici olan, tam da bu kadınların örselenmiş bedenlerini karşılık veren bedenlere dönüştürmesi değil mi?

Irene, şiddeti feminizmin bir sorusu haline getirirken, dünyanın farklı köşelerinden kadınların hayatta kalma ve direniş hikâyelerinin doğurduğu bu sorulardan yola çıkıyor. Madem ataerkil şiddet döngüsünde kadınlar kaderlerinin hem ebedi kurbanı hem de suçlusu, belki de dehşet gerçekten taraf değiştirmeli. Binlerce yıllık şiddet tarihini sakin kalarak tersine çevirmek belki de mümkün değil.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat