#smrgKİTABEVİ Rüya - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Ana Basın Yayın
ISBN-10:
6256299665
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Mustafa Zahit Öner
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
80
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
140,00
Havale/EFT ile:
135,80
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199246959
634107
https://www.simurgkitabevi.com/ruya-2025
Rüya - 2025 #smrgKİTABEVİ
140.00
19. yüzyılın ikinci yarısına hem eserleri hem de fikriyatıyla damga vurarak büyük tesirler meydana getirmiş olan Namık Kemâl (1840-1888) ömrünü, toplum uğruna mücadele ettiği hürriyet davası için harcayarak bir fikir kahramanı örneği sergilemiştir. Bu uğurda sadece fikir ve düşünce alanında kalmayıp hayatını dahi değiştirmiş ve sıkıntılarla dolu maceralı bir ömür sürmüştür.
Yazılarıyla da daima hürriyet davasını aşılamaya çalışan müellif, yayına hazırladığımız siyasî bir ütopya şeklindeki makalesini Magosa'da sürgündeyken yazmış, devletin sistem olarak yenilenmesi ve devamlılığı için çözümü, Devlet-i Aliyye'nin yönetim biçiminde yapılacak değişiklikte bulmuştur.
“Bin iki yüz seksen dokuz senesi Safer'inin on dördüncü gecesi (23 Nisan 1872) görülmüş bir rüyadır.” cümlesiyle başlayan eser rüya yoluyla anlatılan bir ütopya örneği. Rüyasından uyanmak istemeyen şair his ve düşüncelerini eserinin son cümlelerinde paylaşmaktadır: “O derece ferahlamış bir sevdazede olmuşum ki uykunun tekerrürüyle rüyaya geri dönüş kâbil olurmuş gibi yine gözlerimi kapayarak gözlerin önüne çekilen karanlık perde arasında gördüğüm mükemmellik âleminin bir daha temaşasına saatlerce çalıştım. Tabiî muvaffak olamadım. Fakat hâlâ ömrümün en büyük sefa sermayesi bu temaşanın ruhu besleyen tasavvurlarıdır.”
O gerçekte ülkesi için, eserleri ve şiiriyle mücadelesini verdiği, idealini taşıdığı hayatı rüyasında da görmüş ve bu rüyayı kaleme almıştır.
Yazılarıyla da daima hürriyet davasını aşılamaya çalışan müellif, yayına hazırladığımız siyasî bir ütopya şeklindeki makalesini Magosa'da sürgündeyken yazmış, devletin sistem olarak yenilenmesi ve devamlılığı için çözümü, Devlet-i Aliyye'nin yönetim biçiminde yapılacak değişiklikte bulmuştur.
“Bin iki yüz seksen dokuz senesi Safer'inin on dördüncü gecesi (23 Nisan 1872) görülmüş bir rüyadır.” cümlesiyle başlayan eser rüya yoluyla anlatılan bir ütopya örneği. Rüyasından uyanmak istemeyen şair his ve düşüncelerini eserinin son cümlelerinde paylaşmaktadır: “O derece ferahlamış bir sevdazede olmuşum ki uykunun tekerrürüyle rüyaya geri dönüş kâbil olurmuş gibi yine gözlerimi kapayarak gözlerin önüne çekilen karanlık perde arasında gördüğüm mükemmellik âleminin bir daha temaşasına saatlerce çalıştım. Tabiî muvaffak olamadım. Fakat hâlâ ömrümün en büyük sefa sermayesi bu temaşanın ruhu besleyen tasavvurlarıdır.”
O gerçekte ülkesi için, eserleri ve şiiriyle mücadelesini verdiği, idealini taşıdığı hayatı rüyasında da görmüş ve bu rüyayı kaleme almıştır.
19. yüzyılın ikinci yarısına hem eserleri hem de fikriyatıyla damga vurarak büyük tesirler meydana getirmiş olan Namık Kemâl (1840-1888) ömrünü, toplum uğruna mücadele ettiği hürriyet davası için harcayarak bir fikir kahramanı örneği sergilemiştir. Bu uğurda sadece fikir ve düşünce alanında kalmayıp hayatını dahi değiştirmiş ve sıkıntılarla dolu maceralı bir ömür sürmüştür.
Yazılarıyla da daima hürriyet davasını aşılamaya çalışan müellif, yayına hazırladığımız siyasî bir ütopya şeklindeki makalesini Magosa'da sürgündeyken yazmış, devletin sistem olarak yenilenmesi ve devamlılığı için çözümü, Devlet-i Aliyye'nin yönetim biçiminde yapılacak değişiklikte bulmuştur.
“Bin iki yüz seksen dokuz senesi Safer'inin on dördüncü gecesi (23 Nisan 1872) görülmüş bir rüyadır.” cümlesiyle başlayan eser rüya yoluyla anlatılan bir ütopya örneği. Rüyasından uyanmak istemeyen şair his ve düşüncelerini eserinin son cümlelerinde paylaşmaktadır: “O derece ferahlamış bir sevdazede olmuşum ki uykunun tekerrürüyle rüyaya geri dönüş kâbil olurmuş gibi yine gözlerimi kapayarak gözlerin önüne çekilen karanlık perde arasında gördüğüm mükemmellik âleminin bir daha temaşasına saatlerce çalıştım. Tabiî muvaffak olamadım. Fakat hâlâ ömrümün en büyük sefa sermayesi bu temaşanın ruhu besleyen tasavvurlarıdır.”
O gerçekte ülkesi için, eserleri ve şiiriyle mücadelesini verdiği, idealini taşıdığı hayatı rüyasında da görmüş ve bu rüyayı kaleme almıştır.
Yazılarıyla da daima hürriyet davasını aşılamaya çalışan müellif, yayına hazırladığımız siyasî bir ütopya şeklindeki makalesini Magosa'da sürgündeyken yazmış, devletin sistem olarak yenilenmesi ve devamlılığı için çözümü, Devlet-i Aliyye'nin yönetim biçiminde yapılacak değişiklikte bulmuştur.
“Bin iki yüz seksen dokuz senesi Safer'inin on dördüncü gecesi (23 Nisan 1872) görülmüş bir rüyadır.” cümlesiyle başlayan eser rüya yoluyla anlatılan bir ütopya örneği. Rüyasından uyanmak istemeyen şair his ve düşüncelerini eserinin son cümlelerinde paylaşmaktadır: “O derece ferahlamış bir sevdazede olmuşum ki uykunun tekerrürüyle rüyaya geri dönüş kâbil olurmuş gibi yine gözlerimi kapayarak gözlerin önüne çekilen karanlık perde arasında gördüğüm mükemmellik âleminin bir daha temaşasına saatlerce çalıştım. Tabiî muvaffak olamadım. Fakat hâlâ ömrümün en büyük sefa sermayesi bu temaşanın ruhu besleyen tasavvurlarıdır.”
O gerçekte ülkesi için, eserleri ve şiiriyle mücadelesini verdiği, idealini taşıdığı hayatı rüyasında da görmüş ve bu rüyayı kaleme almıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.