Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi, dağda, zindanda, konaklarda, soran evlerde, en çok okunan ansiklopedi'dir; zor yerlerde, koyu kapaklarının, elden ele geçişle, yıpranmış, kırlaşmış, formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum.
Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek, sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor.
"Tezler", üniversitelerin kuruduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarımı rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hala sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi henüz yazamadıklarımdır.
Bu çalışmamda şaşırtıcı bulgular var; ancak aynı ölçüde doğal görünüyor. Bunu şaşırtıcı bulmuyorum. Çünkü bilimsel gelişme, bir doğallıktan yeni bir doğallığa atlamak demektir.
Evrensellik, evren'in yaşanılan topraklarda uç eylemlilik olarak kendisini belli etmesidir. Bu, sınırların aşılması anlamına geliyor. "Çözülüş" ile bu çalışmamda sınırlar zorlanıyor.
Yazılarımda sadece yanlı savları çelmeye değil, aynı zamanda tekelli düzenin yazıcılığıyla körelmeye başlayan aklı açmaya çalışıyorum. Bu nedenle benim yazıcılık hızım, insan aklı için gördüğüm bu büyük tehlikeye karşı açtığım savaşın zorunlu sonucudur.
Bir daha bu kadar dürüst ve bu kadar yeni düşüncelerle yüklü bir ansiklopediyi yazamayacağımı kabul ediyorum. İkincisi, dağda, zindanda, konaklarda, soran evlerde, en çok okunan ansiklopedi'dir; zor yerlerde, koyu kapaklarının, elden ele geçişle, yıpranmış, kırlaşmış, formunu yitirmiş eski hırkalara döndüğüne pek çok kez tanık oldum.
Okunmaktan eskimiş ve yıpranmış ansiklopedileri görmek, sönmemiş bir aşkın kıvılcımını duymaktır. Bana oluyor.
"Tezler", üniversitelerin kuruduğu ve birden bire kısırlaştıkları bir zaman kesitine denk geliyor. Üniversiteler, benim kitaplarımı rakip olarak görüyorlar ve haklıdırlar. Ancak ben üniversiteleri kendi rakibim olarak görmüyorum; boşlukları rakip saymayacak kadar hala sınırlardayım ve yazdıklarımın rakibi henüz yazamadıklarımdır.
Bu çalışmamda şaşırtıcı bulgular var; ancak aynı ölçüde doğal görünüyor. Bunu şaşırtıcı bulmuyorum. Çünkü bilimsel gelişme, bir doğallıktan yeni bir doğallığa atlamak demektir.
Evrensellik, evren'in yaşanılan topraklarda uç eylemlilik olarak kendisini belli etmesidir. Bu, sınırların aşılması anlamına geliyor. "Çözülüş" ile bu çalışmamda sınırlar zorlanıyor.
Yazılarımda sadece yanlı savları çelmeye değil, aynı zamanda tekelli düzenin yazıcılığıyla körelmeye başlayan aklı açmaya çalışıyorum. Bu nedenle benim yazıcılık hızım, insan aklı için gördüğüm bu büyük tehlikeye karşı açtığım savaşın zorunlu sonucudur.