#smrgKİTABEVİ Benim İmparatorluğum : Sükunet mi Bencillik mi : Seneca - Ayn Rand - 2025
İçinizde bir imparatorluk var: yasaları görünmez, vergileri ağır, darbeleri sessiz… “İyi” olmanın yavaş yavaş bir borç defterine dönüştüğü, “hayır” demenin özgürlük mü yoksa intikam mı olduğunun karıştığı o gizli ülke. Benim İmparatorluğum okuru, mühür odalarından terazi masalarına, ayna koridorlarından boş tahta uzanan tekinsiz bir yolculuğa çıkarıyor: Bir tek kelimeyle yemin etmenin, bir ömür boyu bedel ödemek olduğunu hatırlatan, nefes kesen bir iç hesaplaşma.
Bu romanda Seneca ile Ayn Rand, gerçek kişiler değil; zihninizin iki keskin kıyısı olarak konuşuyor: biri sükûnetin disiplinini, diğeri benliğin sınırlarını savunuyor. Ama asıl düello onların değil - sizin. Çünkü her sayfa şu soruyu yeniden kuruyor: Kimi sürgüne göndereceksin - korkunu mu, onay ihtiyacını mı, yoksa kendini mi? Cevap yok; yalnızca daha dürüst sorular var. Ve belki de en tehlikelisi: Taht boş kalırsa, sizi kim yönetecek?
İçinizde bir imparatorluk var: yasaları görünmez, vergileri ağır, darbeleri sessiz… “İyi” olmanın yavaş yavaş bir borç defterine dönüştüğü, “hayır” demenin özgürlük mü yoksa intikam mı olduğunun karıştığı o gizli ülke. Benim İmparatorluğum okuru, mühür odalarından terazi masalarına, ayna koridorlarından boş tahta uzanan tekinsiz bir yolculuğa çıkarıyor: Bir tek kelimeyle yemin etmenin, bir ömür boyu bedel ödemek olduğunu hatırlatan, nefes kesen bir iç hesaplaşma.
Bu romanda Seneca ile Ayn Rand, gerçek kişiler değil; zihninizin iki keskin kıyısı olarak konuşuyor: biri sükûnetin disiplinini, diğeri benliğin sınırlarını savunuyor. Ama asıl düello onların değil - sizin. Çünkü her sayfa şu soruyu yeniden kuruyor: Kimi sürgüne göndereceksin - korkunu mu, onay ihtiyacını mı, yoksa kendini mi? Cevap yok; yalnızca daha dürüst sorular var. Ve belki de en tehlikelisi: Taht boş kalırsa, sizi kim yönetecek?