***
Her tercüme bizce bir metamorfizmadır. Tercüme edilen her eser, bu yönüyle kendisini edilgin bir obje gibi hissettirir. Mütercimi yönlendirip sınırlandırmasına, birtakım prensipler doğrultusunda çeviri yapmaya zorlamasına bakıldığında, onun reaksiyoner bir tabiata sahip olduğu görülür.
Tercümeye kalkışılan her kaynak metin, maruz kaldığı kadar maruz da bırakır. Mütercimini birtakım ilkeler aramaya zorlar. Orijinal metin, mütercimin elinde bazen sessiz ve teslim olmuş bir obje görünümünde iken, bazen de adeta beni böyle değil, şöyle tercüme et diyen canlı ve şuurlu bir fenomen gibidir.
İşte bu çalışmada, böyle bir fenomeni çözüp karşı dilde anlaşılır hale getirmek için derinlemesine düşünülmeden ortaya atılmış, birbirine zıt altı çift tercüme prensibinin iddia ve ispat gayretinden uzak görüşlerine, analitik yorumlarına dikkat çekilmek istenmiştir.
Elinizdeki kitapta, mütercimlere kesin kurallar sunulmasa da bu prensiplerin birtakım yabana atılamayacak fonksiyonlar üstlendiğini göreceksiniz.
***
Her tercüme bizce bir metamorfizmadır. Tercüme edilen her eser, bu yönüyle kendisini edilgin bir obje gibi hissettirir. Mütercimi yönlendirip sınırlandırmasına, birtakım prensipler doğrultusunda çeviri yapmaya zorlamasına bakıldığında, onun reaksiyoner bir tabiata sahip olduğu görülür.
Tercümeye kalkışılan her kaynak metin, maruz kaldığı kadar maruz da bırakır. Mütercimini birtakım ilkeler aramaya zorlar. Orijinal metin, mütercimin elinde bazen sessiz ve teslim olmuş bir obje görünümünde iken, bazen de adeta beni böyle değil, şöyle tercüme et diyen canlı ve şuurlu bir fenomen gibidir.
İşte bu çalışmada, böyle bir fenomeni çözüp karşı dilde anlaşılır hale getirmek için derinlemesine düşünülmeden ortaya atılmış, birbirine zıt altı çift tercüme prensibinin iddia ve ispat gayretinden uzak görüşlerine, analitik yorumlarına dikkat çekilmek istenmiştir.
Elinizdeki kitapta, mütercimlere kesin kurallar sunulmasa da bu prensiplerin birtakım yabana atılamayacak fonksiyonlar üstlendiğini göreceksiniz.